Baki Gülbaba: 'Kamu İşçisi Darbe Yemiyor, Mağdur Ediliyor! Cumhurbaşkanı El Atsın!'

Öz Büro İş'ten Hükümete Acil Çağrı:

Türkiye'nin işçi sendikacılığı sahnesinde sular bir kez daha ısınıyor. Öz Büro İş Sendikası Genel Başkanı Baki Gülbaba, kamu sektöründe çalışan yüz binlerce işçinin sabırsızlıkla beklediği 2025 yılı toplu sözleşme görüşmelerinin akıbeti için doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslendi. Gülbaba, kamuoyunda 'Alo Hatları' olarak bilinen çağrı merkezlerinde sendikalı işçilere uygulanan baskıyı ve işten çıkarmaları 'darbe' olarak nitelendirerek, 27 Mayıs darbesiyle çarpıcı bir paralellik kurdu.

'27 Mayıs'taki Darbecilerin Ruh Haliyle İşçi Kıyımı Yapılıyor!'

Sendika binası önünde, sendikal hak ihlallerini kınayan protesto gösterisinde konuşan Baki Gülbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi önemli kamu kurumlarına hizmet veren Pusula İletişim Şirketi'nin sendikalı üyelerini işten çıkarmasını ve sendikal örgütlenmelerini engellemesini sert bir dille eleştirdi. Gülbaba, bu olayın 27 Mayıs askeri darbesinin yıl dönümüne denk gelmesinin 'çok anlamlı' olduğunu belirterek, '27 Mayıs tarihinde bu ülkenin seçilmiş hükümetine darbe yapmak isteyenleri bir kez daha lanetliyorum. Bugün bize de darbe söz konusu. Bu, işverenliğin yaptığı darbenin ötesine geçmiştir' dedi.

Gülbaba, çağrı merkezi çalışanlarının 7/24 kesintisiz bir şekilde halka bilgi sağladığını, sorunlarını çözdüğünü ve kamu hizmeti verdiğini hatırlattı. Ancak bu emekçilerin hak arama yoluna gittiğinde işverenin 'baskısı, mobbingi ve en nihayetinde işten atmalarıyla' karşı karşıya kaldığını dile getirdi. 'Burası Türkiye Cumhuriyeti! Pusula şirketi aklını başına toplasın, burası muz cumhuriyeti değil, burası Mogadişu değil, burası Afrika değil, burası sosyal modern bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti!' sözleriyle işverene sert bir uyarıda bulundu.

Pusula çalışanlarının 'köle, robot ya da iletişimin aparatı' olmadığını, aksine Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu ve haysiyetli yurttaşları olduğunu vurgulayan Gülbaba, 'Onlarla uzanan eli de, dili de kırmasını kesmesini çok iyi biliriz. O nedenle sabrımızı daha fazla zorlamasınlar, anayasaya ve yasaya uysunlar' dedi. Anayasa ve yasaların sendikal örgütlenme hakkını güvence altına aldığını hatırlatarak, Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesinin sendikal örgütlenmeye engel olan, cebir, tehdit veya şiddet kullanan işverenlere 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngördüğünü belirtti.

Gülbaba, Pusula şirketine son bir şans tanıdıklarını belirterek, işten atılan arkadaşlarının derhal işbaşı yaptırılmasını istedi. Aksi takdirde, 'dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığının önüne koyarak yönetim işlemleri başlatacağız' ve 'EYLEMLERİ DEVREYE SOKACAĞIZ' diyerek kararlılıklarını gösterdi.

600 Bin Kamu İşçisinin Çilesi: Toplu Sözleşmede 'Akıl Dışı Tutsaklık'

Baki Gülbaba'nın basın açıklamasının ana gündem maddelerinden biri de kamuda çalışan 600 bin işçinin aylardır beklediği 2025 yılı toplu sözleşme görüşmeleriydi. Gülbaba, 6356 sayılı yasanın toplu sözleşmeleri kimin imzalayacağını açıkça belirttiğini ancak konfederasyonların 'Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP)' bahanesiyle süreci 'akıl dışı' bir şekilde uzattığını iddia etti.

'Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen masaya oturamadık, istemedik bir şekilde önümüz kesildi' diyen Gülbaba, konfederasyonların karşılıklı anlaşmazlıkları nedeniyle sürecin uzamasının hem kurumlara hem emekçilere hem de ülkeye zarar verdiğini ifade etti. 'Bir basiretsizliğin, bir tutarsızlığın, çok net söylüyorum akıl dışının kurbanı edildik hepimiz…' sözleriyle mevcut durumu özetledi.

Kamu işçilerinin mevcut ekonomik konjonktürde ciddi sıkıntı yaşadığını, ev kiralarını ödemekte zorlanan, çocuğunun cebine harçlık koyamayan aileler olduğunu vurgulayan Gülbaba, bu durumun ne adil ne de sürdürülebilir olduğunu belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin KÇP'nin bağlayıcılığını iptal etmesine rağmen masada hiçbir ilerleme kaydedilememesini eleştiren Gülbaba, 'Bunun hesabını kim verecek emekçilere? Hükümetimize yazık değil mi, bu ülkenin kurumlarına yazık değil mi?' diye sordu.

'TÜİK Enflasyonu %15'i Geçti, Ücretler Güncellenmeli! Bayram Öncesi Mahsuben Ödeme Şart!'

Öz Büro İş Sendikası olarak aylardır ücret maddelerinin güncellenmesi çağrısı yaptıklarını yineleyen Gülbaba, TÜİK'in açıkladığı enflasyonun Ocak'tan Mayıs sonuna kadar %15'i geçtiğini belirterek, paranın alım gücünün sürekli düştüğünü ve vergi dilimlerinin %20'lere geldiğini hatırlattı. İşçilerin hak ettikleri reel ücreti alamadıklarını ve yılbaşında memurlara yapılan zammın işçilere yansımamasıyla oluşan mağduriyetin devam ettiğini vurguladı.

'İnsanca yaşam ücreti'nin ve toplu sözleşmenin ilk 6 ayında ücretlerin güncellenmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Gülbaba, bu konuda 'matematik ortada' diyerek kaybın nasıl telafi edileceğinin belli olduğunu söyledi. Konfederasyonlara da çağrıda bulunarak, işçilerden alınacak sendika aidatlarının farkından vazgeçmelerini istedi. Öz Büro İş Sendikası olarak kendilerinin zaten 2019'dan beri aidatları %50 oranında aldıklarını ve 'ajitasyonla değil, yürekle' çalıştıklarını belirtti.

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yeniden seslenen Gülbaba, Kurban Bayramı'ndan önce toplu sözleşme görüşmelerine müdahale edilerek mutlak anlamda imzalanmasını beklediklerini vurguladı. Eğer toplu iş sözleşmesi yetişmezse, bütün kamu çalışanlarına bayramdan önce 'alacaklı oldukları' için mahsuben bir ödeme yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Gülbaba, 'Pusula konusunda da KÇP konusunda da sendikamızın düşüncelerini paylaştık. Katılımınız için teşekkür ederim' diyerek sözlerini tamamladı.

Hoton Haber Ajansı

Bakmadan Geçme