Esnafın Vergisi Faize Gidiyor! Toplanan Her 100 Liranın 21,4 Lirası Borç Faizine Ayrıldı
Türkiye ekonomisinin faiz yükü alarm veriyor. Bütçe verileri, faiz harcamalarının kamu harcamaları ve vergi gelirleri içindeki payının tehlikeli bir şekilde yükseldiğini gösteriyor. Rakamlar, esnafın ve vatandaşın ödediği vergilerin büyük bir kısmının 'tefeci faizlerle' yapılan borçlanmanın faturası olarak ödendiğini ortaya koyuyor.
8 Yılda Faiz Yükü İki Katına Çıktı!
Son 10 yıllık veriler incelendiğinde, faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranındaki sistemli bozulma dikkat çekiyor.
- Çok değil, sadece 8 yıl önce (2017) toplanan her 100 liralık verginin 12,5 lirası faiz ödemelerine gidiyordu.
- 2025 yılı 9 aylık bütçe sonuçlarına göre ise bu oran rekor kırarak %21,4'e ulaştı! Yani toplanan her 100 liralık verginin 21,4 lirası faize ayrılıyor.
Bu artışın ardında iki temel neden yatıyor: Hazine'nin aydan aya 300 milyar liradan fazla artan borçlanma hızı ve piyasalarda 'tefeci faizlerle' borçlanmak zorunda kalması.
Faiz Harcamaları 2010 Seviyelerine Döndü
Faiz yükü sadece vergi gelirlerine oranla değil, toplam kamu harcamaları içinde de ciddi bir yükseliş gösteriyor.
- 2022'den sonra sistemli bir bozulma trendine giren faiz harcamalarının toplam harcamalara oranı, 2010 sonrası en yüksek seviye olan %16,5'lik (2010 yılı) seviyelere geri döndü.
- İlk 9 aylık bütçe verilerine göre, kamuda harcanan her 100 liranın 16,3 lirası faiz ödemelerine gidiyor. Eğer bütçe planlandığı gibi gerçekleşirse yıl sonunda bu oran %13,2 olacaktı, ancak ilk 9 aylık sonuçlar bu hedefin çok üzerinde bir kötüleşmeyi gösteriyor.
Borç Stoku Patladı, Güvensizlik Faturası Ağırlaştı
Faiz yükünün bu denli yükselmesinin temel nedeni, merkezi yönetim borç stokundaki akıl almaz artış:
- 2018'de 1 trilyon liranın altında olan merkezi yönetim borç stoku, 6-7 yıl içinde 12,5 trilyon liraya ulaştı (Ağustos 2025 itibarıyla).
- Asıl sorun, borcun miktarından çok, borçlanma faizlerinin yüksekliği. Türkiye, Eurobond'la borçlanırken dolara yüzde 5'in üstünde faiz veriyor. İç piyasada ise 2 yıllık tahvil faizi %40, 5 yıllık tahvil faizi %37 seviyelerinde seyrediyor.
Ekonomim gazeteden İbrahim Ekinci'nin haberine göre, Bu yüksek faiz oranları, Hazine'nin enflasyon hedefinin (2027'de %9) tam 4 katı civarında borçlandığı anlamına geliyor. Bunun baş nedeni ise ekonomi politikalarına yönelik güvensizlik. Yaratılan güvensizliğin faturası, esnafın ve sanayicinin ödediği faiz harcamaları ile ödeniyor.
Faiz Ödemesi Ana Parayı Geçti!
Hazine uzmanlarına göre, iç borçlanmada durum daha da vahim: faiz ödemeleri artık ana para ödemelerini geçmiş durumda.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de geçtiğimiz günlerde bu durumu doğrulayarak, 'Son 2-3 yılda faiz dışı açık verdik. Yani faizi de borçlandık' demişti. Şimşek, zirvenin 2026'da görüleceğini ve bu yılki yüksek oranın gelecek yıl daha da artacağını öngörmüştü.
Bu durum, Hazine'nin sadece eski borçları kapatmak için değil, aynı zamanda faiz ödemelerini yapmak için de sürekli yeni borçlanma yapmak zorunda kaldığını gösteriyor. Ekonomideki bu kısır döngü, en çok vergi yükü altında ezilen esnaf ve küçük işletmeleri zorluyor.