Guinness Rekorlar Kitabına Girmiş Tecilli Dünya Markası: Yöresel 'Van Kahvaltısı'

1970'li yıllardan bugüne kadar kahvaltı sektörünün içinde olduklarını ve ürünlerinin Ticaret Sanayi Odası ve Tarım Bakanlığı tarafından tescilli olduğunu söyleyen Fariz Gül, doğal Van kahvaltısını ''Her şeyin en doğalı'' sloganıyla bütün Türkiye'ye duyurmak istediklerini www.esnafhabertv.com'a anlattı.

Youtube Kanalı
Abone Ol

Doğma büyüme Van'lı olan Fariz Gül 1977 yılında Van merkezde doğdu. 10-15 yıllık bankacılık hayatından sonra, 10-12 senedir Yusuf Konak'la birlikte kahvaltı sektöründe bulunuyor. Yaptıkları işin restoran, kafe işletmekten ziyada kültürel bir platform olduğunu söyleyen Gül: ‘'Malumunuz Van kahvaltısı tescilli, bir dünya markası Guinness rekorlar kitabına girmiş bir kültür. Aynı zamanda bir şehri temsil eden bir öğün, bir marka, bizde bu markanın kuruluşundan bugüne kadar o serüven ile gelen bir işletmeyiz. Aşağı yukarı 1970'li yıllardan bugüne sektörün içindeyiz, kurucularındanız ve hala devam ediyoruz.'' Dedi.

Ticaret Sanayi Odası ve Tarım Bakanlığı tarafından tescilli

Van kahvaltısının tanınmasının ana sebebinin yöreye has ve doğal ürünlerden oluşuyor olması olduğunu, dünyanın her yerinde kahvaltı ürünleri olduğunu ancak Van ile özdeşleşen belli başlı otlu peynir gibi yöresel ürünleri olduğunu, seri üretim olmadığı için de her ürünün farklı bir tada sahip olduğunu söyledi. Otlu peynirin dışında kavut ve murtuğanın da Van yöresine ait olduğunu belirtti. Bunların yanında kaymak, bitkilerden elde edilen ballar, kara kovan balları, çökelek, kavurma, tereyağı, zeytin, kaşar gibi yörede doğal yollarla üretilen şeylerin kahvaltıyı zenginleştirdiğini ve bu ürünlerin Van yöresinde has kahvaltı ürünleri olduğunu ve her birinin Ticaret Sanayi Odası ve Tarım Bakanlığı tarafından tescillenip, Van yöresi ürünleri olarak kataloglarda yer aldığını söyledi.

Kahvaltıyı sadece bir öğün olarak görmediklerini söyleyen Gül, bir kültürü, mirası geçmişten alıp geleceğe taşımaya çalıştıklarını ve Van kahvaltısının kültürel bir öğe olduğunu söyledi.

‘'Yöresel ürünlerin maalesef yeni jenerasyonda karşılığı olmuyor''

Son zamanlarda kafe kültüründen gelen kahvaltıların yöresel kahvaltılarla yarışır hale geldiğini ve bu yüzden sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen Gül: ‘'Yöresel ürünlerin maalesef yeni jenerasyonda karşılığı olmuyor. Böyle bir sıkıntısı var ama bizim sloganımız şu: “her şeyin en doğalı” Biz çok çeşit üzerine gitmiyoruz. Bizim kültürümüz az çeşit ama doğal çeşit, orijinal olan çeşit. Örnek veriyorum bugün bir fabrikasyon tereyağıyla, köyde üretilmiş bir tereyağını aynı kefeye koyamazsınız hem sağlık açısından hem görsellik açısından. Biz bunu yeni jenerasyona adapte etmeye çalışıyoruz ama yine de buna rağmen iyi yani halen ayaktayız. Bu işin temsilcileri olarak inanıyorum ki uzun yıllarda bu şekilde götüreceğiz.'' Dedi.

‘'Kadının eli her zaman ön planda, kadınlar bu işin öncüsü''

İşlerini üretim ve sunum olmak üzere iki aşamadan oluştuğunu söyleyen Gül, üretimin kırsal kesimde ve köylerde olmasından dolayı kadın istihdamının çok üst düzeyde olduğunu bu yüzden kadınların bu işin öncüsü olduğunu, sunum kısmındaysa işletmelerinde çalışanların %50'sinin kadın olduğunu belirtti.

‘'Kültürler kaybolursa bağlar kopar''

Renkli ve çeşitliliği çok olan bir ülkemiz olduğunu söyleyen Gül: ‘'Doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle, biz bu toprakların insanlarıyız. Ankara'da da bu işi uzun yıllar yaptık. Deprem öncesi, deprem sonrası süreçte, dolayısıyla bir Karadeniz kültürünü burada yaşatabilirsiniz. Bir doğu kültürünü batıda yaşatabilirsiniz. Burada insanımız buna farklı bir gözle bakmıyor, bakmadı da biz de bakmıyoruz. Dolayısıyla biz hep birlikte geçmişten bugüne gelen, bu Van kahvaltısı kültürü olabilir, Karadeniz'de farklı bir şey olabilir, Güneydoğu'da başka bir şey olabilir, bu kültürlerle biz birlik ve beraberliğimizi sağlayabiliriz, zenginleştirebiliriz. Yani kültürlerimiz bizim bağlarımızdır. Kültürler kaybolursa bağlar kopar. Çünkü kültür geçmişten bugüne gelen en kuvvetli bağdır aslında, bu herhangi bir kültür olabilir. Biz burada halay çekeriz, Karadeniz horon teper, Zeybek oynanır, bu kültürler bizi birbirimize yakınlaştırır, bağlar. Dolayısıyla biz ülkemizi seviyoruz, kültürler yaşarsa bağlarımız kopmaz.'' Dedi.

‘'Kökün varsa ayakta kalırsın''

Kültürümüzün ve geçmiş birikimlerimizin önemine vurgu yapan Gül sözlerine şu şekilde devam etti: ‘'Şunu düşünürüz biz hep, kökün varsa sen ayakta kalırsın, kökün yoksa bu hiçbir anlam ifade etmez, bu her işte böyledir. Bugün ben geriye dönüp baktığımda 45 yıllık bir kahvaltı kültürünün devamını getiriyorum. Burada bir kök var işte, bir geçmiş var, oluşturulmuş bir kültür var. O kültürün üzerine koya koya buraya kadar geliyoruz. Bütün Türkiye'ye yaydığınızda aslında hepimiz köklerimizin üzerinde o kültürleri yaşatırsak hep birlikte devam ederiz.'' Şeklinde konuştu.

Van'da kahvaltı kültürünün popüler olduğunu anca doğal ürün kültürünü bütün ülkeye her üründe yaymanın gerekli olduğunu, gıda hilesinin çok fazla olduğunu ve bu durumun gelecek nesilleri tehlikeye düşürecek duruma geldiğini söyleyen Gül son olarak: ‘'Lütfen doğal yiyelim, doğal kalalım.'' Diyerek önemli bir konuya dikkat çekti.

Bakmadan Geçme