• Haberler
  • Yaşam
  • Emir Kuşdemir 12 Eylül'de İdama Giderken Ülkücü Şehitlerin Duasını Anlattı

Emir Kuşdemir 12 Eylül'de İdama Giderken Ülkücü Şehitlerin Duasını Anlattı

Ülkücü camianın önde gelen isimlerinden, 12 Eylül darbesinin mağduru ve Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun yol arkadaşı Emir Kuşdemir, o döneme ait bilinmeyen detayları ve acı gerçekleri anlattı. Politik Adam Genel Yayın Yönetmeni Fehmi Çalmuk'a konuşan Kuşdemir, 12 Eylül'ün sadece bir askeri müdahale olmadığını, Türkiye'nin geleceğini hedef alan 'emperyalist bir planın' parçası olduğunu ve bu planın izlerinin halen devam ettiğini savundu.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Emir Kuşdemir 12 Eylül'de İdama Giderken Ülkücü  Şehitlerin Duasını Anlattı

 Emir Kuşdemir 12 Eylül'de İdama Giderken Ülkücü  Şehitlerin Duasını Anlattı

Pehlivanoğlu'nun "Adaletsiz" İdamı: "Asıl Suçluyu Yargılamadılar"

Emir Kuşdemir, 12 Eylül'de idam edilen Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun adil yargılanmadığını vurguladı. "Ne yaptık, adaleti sağlamak için bir sağdan bir soldan astık" şeklindeki yaklaşımın adalet değil, bir "kısasa kısas" mantığı olduğunu savundu. Kuşdemir, 1978'de Ulucanlar Cezaevi'nde başlayan dostluklarını anlattı ve Balgat'taki kahvehane taraması olayında Pehlivanoğlu'nun asli fail olmadığını, ancak o dönemin koşullarında adil bir yargılamanın söz konusu bile olmadığını dile getirdi.

Kuşdemir, Pehlivanoğlu'nun 1980 Temmuz'unda cezaevinden firar ederek kendisine sığındığını doğruladı. Ancak kısa süre sonra Pehlivanoğlu'nun yakalanması, kendisini ve arkadaşlarını da "yardım ve yataklık" suçlamasıyla karşı karşıya bıraktı. Kuşdemir, Pehlivanoğlu'nun yakalandıktan sonra büyük işkenceler gördüğünü belirtti.

İşkenceler 12 Eylül'den Önce Başladı

Kuşdemir, Mamak Cezaevi'nde yaşanan işkencelerin darbenin fiilen gerçekleştiği tarihten günler önce, Ağustos ayında başladığını anlattı. Yakalanan Ülkücülerin, o dönem "aşırı solcu" olarak bilinen polisler tarafından işkenceye maruz kaldığına dikkat çekti.

"Film ve Romanlar Tam İfade Edemez": Kuşdemir, Mamak'ta yaşanan işkencelerin ve psikolojik baskının filmlerde ve romanlarda tam olarak anlatılamadığını, o dönemin psikolojik ve fiziksel yükünün çok daha ağır olduğunu vurguladı.

"Kelle Koltukta Savaşırken Devlet Bize İşkence Yaptı"

Emir Kuşdemir, o dönemin yoğun çatışma ortamını, "kelle koltukta savaşıyorduk" sözleriyle anlattı. Kendilerini "devletin bağımsızlığını savunanlar" olarak gördüklerini ancak darbeye hazırlanan güçlerin bu fedakârlığı nasıl kullandıklarını anlamakta güçlük çektiklerini söyledi.

Kuşdemir, devleti korumak için mücadele ederken devletin güvenlik güçleri tarafından işkence görmenin kendileri için büyük bir çelişki olduğunu vurguladı. "Sokak çatışmalarında ölenlerle idam edilenlerin acısı farklıydı" diyen Kuşdemir, idamların Ülkücülerin gönlünde devlete karşı "büyük kırıklıklara" yol açtığını, ancak devlete olan inançlarını hiçbir zaman kaybetmediklerini belirtti.

Darağacına Giderken Bile 'Türk İslam Davasını Muzaffer Eyle' Dediler"

Emir Kuşdemir, 12 Eylül'ün Ülkücü camia üzerinde yarattığı psikolojik etkiye de değindi. Sokak çatışmalarında verilen şehitlerin acısıyla idamların acısının farklı olduğunu söyledi. İdamların, Ülkücülerde "Devlete karşı niye savaştık?" gibi sorgulamalara yol açtığını anlattı. "Ülkücüler kendileri ölmüştür ama polis askere, devlete meydan okumamışlardır" diyerek, darbeci zihniyetin bir aldatmaca içinde olduğunu belirtti.

İstiklal Marşı'yla Darbeye Meydan Okuma: "Hayatımda Okuduğum En Güzel Marştı"

En çarpıcı anılardan biri ise cezaevi mahkeme salonunda yaşandı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun talimatıyla, liderleri Alparslan Türkeş salona girdiği anda hep bir ağızdan İstiklal Marşı okuduklarını anlattı. "Heyet hazır ola geçti" diyen Kuşdemir, bu anın darbecilere verilmiş en büyük cevap olduğunu belirtti. Bu olaydan sonra bütün arkadaşlarına "Niye İstiklal Marşı okudunuz?" denilerek işkence yapıldığını, ancak o işkencelerin bile manevi olarak kendilerini yenemediğini ifade etti.

Pişmanlık Yok, Ancak Aileye Anlatılmayan Gerçekler

Röportajda sıkça sorulan "Pişman oldunuz mu?" sorusuna net bir cevap verdi: "Vallahi olmadım bir gün bile, bugün bile olmadım." Bu ülkü için gençliğini, hürriyetini ve 12 yılını verdiğini belirten Kuşdemir, arkadaşlarının da %99'unun aynı düşüncede olduğuna inandığını söyledi.

En çarpıcı açıklaması ise çocuklarına dairdi. Dört çocuğu olduğunu ve onlara Mamak'ta yaşadığı işkenceleri hiç anlatmadığını söyleyen Kuşdemir, bunun nedenini "çocuklarımın devlete, askere, polise düşman olmasını istememem" olarak açıkladı. Bu tutumuyla Kuşdemir, yaşadığı tüm acılara rağmen devlete ve millete olan inancını koruduğunu ve bu inancı yeni nesillere de aktarmak istediğini gösterdi. Kuşdemir, bu röportajda hayatı boyunca ilk kez bu detayı paylaştığını da belirtti.

Bakmadan Geçme

Esnaf Haber TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!