HAK İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun yaklaşan 14. Genel kuruluna ilişkin www.esnafhabertv.com’un gündeme getirdiği iddialar ve belgeler ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Medyanın haber alma, yayınlama hakkına saygı duyduklarını belirten HAK İŞ Yöneticileri, yarım asra yakın tecrübesiyle bir emek örgütünün bir takım siyasi ve istikbal hesaplarına kurban edilmek istemesinin alın teri dökerek Türkiye’nin demokratikleşmesi ve kalkınmasına çalışan işçilere yapılmış bir saygısızlık olduğu belirttiler. Yeni tartışmalara fırsat vermemek ve yazılanlara karşı savunma pozisyonuna geçmemek için isim ve ünvanlarını açıklamama kaydı ile yaptığımız görüşmede öne çıkan başlıkları sorumlu yayıncılık adına okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. İşte bir yöneticinin söyledikleri: -Biz bir emek örgütüyüz. Emek örgütünün tartışma zemini üretim hattında alın teri dökerek ekmek mücadelesinin temsilcisi olarak bize üye olan, vekalet vererek temsil yetkisi tanıyan işçimizin sendikalarıdır. Tartışma zemini sendikaların üyeleriyle şube başkanlarıyla yaptığı toplantılar, genel kurullarıdır. Konfederasyonda ise Başkanlar Kurulu, genel kurul toplantılarıdır. Demokratik sendikal geleneğimizde hesap sorma, hesap verme gibi hiçbir kuruluşun daha erişemediği bir duruşumuz varken, kapalı kapılar arkasında konuşmak, algı yönetimleriyle sayın genel başkanımıza ve HAK-İŞ yönetimin töhmet altında bırakmak anlaşılır bir durum değildir. Hedef burada HAK-İŞ'in varlığı, onun tecrübesi ve sendikal hayattaki belirleyiciliğidir. KIYIM ŞİMDİLİK DURDU Bir başka yönetici ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptıkları görüşmeyi hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: -Türkiye’nin kutuplaşmış bir atmosferde gerçekleştirdiği yerel seçimlerden hemen sonra bazı belediye başkanlarının direkt HAK-İŞ’i ve Hizmet –İş Sendikasını hedef alması karşısında işçimizin hakkını müdafaa etmeyecek, yapılan uygulamaların çalışma hayatına zarar vereceğini belirtmeyecek isek buralarda neden oturuyoruz? 29 Nisan tarihli ziyaretimizi siyasi hesap aracı yapmak isteyenlere 19 Nisan günü Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaretimizi hatırlatmak isterim. Elbette yapılanın yanlış olduğunu, işçinin yönetim baskısıyla sendika değiştirmesinin Türkiye’nin demokratik kazanımlarını kaybetmek anlamına geldiğini belirttik. Seçim öncesi yapılan siyasi vaatler ile çeliştiğini ortaya koyduk. Ve Sayın Yavaş bu konuda genelge yayınlayarak işçinin sendika değiştirme konusunda kararında serbest olduğunu açıkladı. Kıyım şimdilik durdu. Aynı hassasiyetle Sayın İstanbul Belediye Başkanına gittik. Ve süreci anlattık. Bizim varlık nedenimiz işçinin hakkını savunmaktır. İşçiyiz biz ve İşçi kalacağız. -Türkiye’nin demokratik hayatını alt üst etmek isteyen, yüzyılın yatırımların durmasını, birlikte yaşama kültürünü yıkarak, yakarak dinamitleyen bazı kişi ve kuruluşlarla yanyana durmaktan, alt alta isimlerinin çıkmasından rahatsız olmayanların bizi bu şekilde eleştirmeleri akla ziyandır. -Başkanlar Kurulu’nda, genel kurulda mevcut yönetimin eleştirilmesi, olması gereken ve demokratik kültürün en önemli kazanımıdır. Bunu tercih etmeyip, sağa sola raporlar, gazete kupürleri vererek mücadele tarzını seçenler delegelerin iradeleri karşısında yine sükutu hayale uğrayacaklar. İŞÇİNİN TERAZİSİ ŞAŞMAZ -Genel Başkan adayı olun, karşı liste çıkarın…Yok… Konuşun yine sonuç yok. Hangi sendikaların Konfederasyona aidat borcu ödemediğine bakarsanız, bunun bile birlikte atması gereken HAK-İŞ merkezli bir sistemin tahrip edilmek istendiğini anlarsınız. Hangi bahaneye sığınıp katılımcılığı, dayanışmayı, sendikal hayatın ufkunu açmayı erteleyip, öteliyorlarsa bilin ki en büyük kötülüğü yapıyorlar. -Sendikaların üye olmak kadar, çıkmak ve çıkarılmak gibi kurallar İLO sözleşmeleriyle teminat altına alınmış kanunlarımızda var. Biz parçamızdan, kardeşimizden vazgeçer miyiz. Söz delegelerindir. Kararın en doğrusunu onlar verecektir. İşçinin terazisi de, izanı da irfanı şaşmaz. Çünkü o gücünü alın terinden, haktan, kutsallıktan alır. BİZİM PLAKALARIMIZ HER ZAMAN BEYAZ OLACAK -Bizim bu sendikacılıktan ve konfederasyonumuzu başarılı kılmaktan başka hedefimiz, hayalimiz, istikbal beklentimiz yok. Bizim plakalarımız her zaman beyaz olacak, yemeğimiz tabldot olacak. Yanımızda, sağımızda solumuzda, önümüzde arkamızda işçimiz olacak. Onların ailelerinin duası olacak. Çocuklarımıza üreten ve kalkınan Türkiye bırakmak için umudumuz olacak. Biz bir yere gitmedik. Gelince kendimize koltuk aramıyoruz. Buradaydık. Siyasi beklenti içine girmedik. İşçinin desteğinden başka hiçbir makamın peşine düşmedik. İrade işçinin, karar onun. Başımızın üstünde yeri var. -Bugün sendikal hayatın karşılaştığı sorunları, Türkiye’nin tercih ettiği yönetim şekline uygun değişimin ve dönüşümün sendikal hayattaki yansımalarını tartışacakken, kimin söylediği belli olmayan açıklamalar ile yürüyüşümüzü durdurmak isteyenlere söyleyeceğim şudur: Açık alınla, hür iradenizle çıkın konuşun. Eleştirirken ortaya çözüm koyun. Eğer yapamıyorsanız bari gölge etmeyin. Çer çöp toplamaya, çayır çimen gezmeye devam edin. Bizim yapılacak çok işimiz var.
Bakmadan Geçme





