• Haberler
  • Ekonomi
  • Korona Bahane, Faiz Şahane-2 Dünyanın Borç Yükü, Bankalar

Korona Bahane, Faiz Şahane-2 Dünyanın Borç Yükü, Bankalar

2.BÖLLÜM Dünyamız, küresel olarak ne kadar borçlu?  Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) yayınladığı “Kürsel Borç Monitörü” raporuna bir göz atalım. “AA muhabirinin Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) yayınladığı “Kürsel Borç Monitörü” raporundan derlediği bilgilere göre, bu yılın ilk yarısında küresel borç tutarı 7,5 trilyon ($) Dolar artarak (yüzde 60’dan fazlası ABD ve Çin kaynaklı) 250,9 trilyon ($) Dolara yükseldi. IIF, yavaşlama belirtisi göstermeyen küresel borcun bu yıl sonunda 255 trilyon ($) Doları geçmesini bekliyor. Rapora göre, toplam borcun dünyadaki gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) üç katını aşarak yüzde 320’sine ulaşması dikkati çekti.” ( https://www.borsagundem.com/haber/dunyada-borc-krizi-rekor-kirdi/1450680 ) Bugün itibariyle küresel borç yükü, 255 trilyon ($) Doları geçmiş durumdadır. Bu rakam, dünya toplam GSYH rakamının 3,5 katı demektir. Yaklaşık 8 milyar insanın yaşadığı dünyamızda, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, bu dünyaya gözlerini açan her bir bebek 34,000 ($) Dolar borçla doğuyor demektir. Dünya vatandaşlarının kişi başı borcu 34 bin ($) Dolar demektir. Bu borcun büyüklüğünü anlatmak için yukarıda arz edilen küresel GSH rakamını yeniden hatırlamakta fayda var.  Dünya ülkelerinin toplam GSH rakamı 82 trilyon ($) Dolar ve dünya nüfusunun da 8 milyar olduğu düşünüldüğünde, istatistiki olarak her bir insanın yıllık geliri 10 bin ($) Dolar olmaktadır. Bu da, bu borcu ödemeyi ve borçtan kurtulmayı düşünmemiz halinde, dünya üzerindeki her bir vatandaşın gelecek 3,5 yıllık süre için elde edeceği gelirlerinin tamamını bu borcu ödemek için kullanmaları gerekeceği anlamına gelmektedir. Yani bütün dünya, küresel hasılalarını sadece borç ödemeye ayırsalar ki; böyle bir şeyin mümkün olmadığı da açıktır, borç ancak 3-4 yıl gibi bir sürede kapanabilecektir. Devletler borçlu, hazine ve maliye kurumları borçlu, şirketler borçlu, bireysel kredi (tüketici, taşıt, konut, kredi kartı vs yoluyla) kişiler borçlu ve borç rakamı da öyle böyle değil! Tam 255 trilyon ($) Dolar! Bu küresel gelir rakamı, ticaret hacmi ve küresel borç hacmine karşılık, bir de alacaklı taraf olması lazım gelir. Kim ya da kimlerdir bu alacaklı olup, bütün dünyanın, şimdilik, 3,5 yıllık gelirine ipotek koyan kesim? Evet, doğru tahmin ettiniz: BANKALAR ve FİNANS KURUMLARI  Şimdi ciddi bir süreçten geçiyoruz. Küresel bir salgın, bütün dünya ülkelerini içe kapanmaya, üretimleri baltalamaya, işsizlik oranlarını yükseltmeye, kısacası 1929 buhranından daha kötü sonuçları olacağı tahmin edilen bir sürece sürüklemektedir. ABD ve Avrupa başta olmak üzere, bütün ülkeler para hacmini arttırmaya başladı. Piyasalara para sürülmektedir. Karşılıklı ya da karşılıksız tartışmasına girmeden, doğru ya da yanlış tespitinde bulunmadan, sadece bir gerçeğin altını çizmek adına yapılan işin adı bu: emisyon hacimleri genişlemektedir. Küresel borsaların toplam büyüklüğü, Kovid-19 öncesi yaklaşık 90 trilyon ($) Dolar seviyesindeyken, krizin ilk ayında gelişmekte olan ülke borsalarından merkeze giden paranın büyüklüğü yaklaşık 20 trilyon ($) Dolar olmuştur. Bu demektir ki; her ülke kendi başının çaresine bakmaktadır ve başka ülkelerdeki paralara eve dön emri verilmiş gibidir. Böyle bir emir vermeye de gerek yok, sermaye rant ve kar peşinde yol alır. Kar ve rant yoksa, risk artmışsa, anında geri döner. Bu durum bir tek ülke için değil, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerin tamamı için geçerlidir. Küresel ekonomi büyüme yerine daralma ya da küçülme dönemi yaşıyorsa, bu durumda borcumuz ne olacak? Salgınla mücadele nedeniyle fabrikalar, lokantalar, uluslararası ve şehirlerarası ulaşım firmaları, eğlence mekanları, tatil ve konaklama mekanları başta olmak üzere işyerleri kapanıyor. Kimi yerde işçiler işten çıkarılıyor kimi yerde de ücretsiz izne gönderiliyor. Bankalar ve finans sektörü, bir şekilde mesaisine devam ediyor ve bu zor süreçte ekonomileri; işletmeler, fabrikalar, KOBİ’ler ve bireyleri (vatandaşları) finanse etme gayretinde olduklarını göstermeye çalışıyorlar. Sadece ülkemizde, bu süreçte verilen yeni kredi imkanlarının 70-80 milyar TL seviyesine ulaştığını tahmin etmek zor değil. Bu sadece bizde değil, bütün dünya ülkelerindeki bankalar da aynı şekilde yeni finansman imkanlarına başvurmaktadırlar. Emisyon hacmi artıyor ve merkez bankaları piyasaya para dağıtıyor. Evet doğrudur. Ancak, hiçbir merkez bankası, para basıp, hazineye, bankalara, finans şirketlerine ve vatandaşlarına elden karşılıksız para dağıtmıyor. Faiz denilen yapının ilk ayağında merkez bankası bulunmaktadır. Para, piyasaya çıktığı anda faiziyle birlikte sunulmaktadır. Hazine de alsa, bankalar da alsa veya finans şirketleri de alsa merkez bankasına aldıkları parayı faiziyle birlikte ödemek durumundadırlar. Sadece merkez bankaları mı faiz alıyor? Elbette sadece onlar almıyor. Bütün bankalar ve finans kuruluşları da piyasaya (devletler, şirketler veya bireyler) verdikleri her bir kuruşu, faiziyle birlikte geri almaktadırlar. Bugünkü salgın ortamında, kapısına kilit vuran bütün kurumlar, işletmeler, fabrikalar ve işsiz kalan insanlar, bir şekilde batarlar. Gelirleri olmadığı için ihtiyaçlarını da karşılayamaz hale gelirler. Ancak, bugün kapıları açık olan bütün bankalar, bir yıl boyunca kapılarına kilit vursalar, yılsonuna gelindiğinde, bu yılı da karla kapatacaklardır. Krizin ilk gününe kadar verdikleri kredilerin faizleri işlemeye devam ettiği gibi, bu süreçte verdikleri yeni kredilerin faizlerinden elde edecekleri kar da eklenecektir ve dahası küresel ekonomiler küçülürken, bankalar ve finans kurumlarının karları daha da artacak ve hatta katlanacaktır. 255 Trilyon ($) Dolarlık küresel borç yükü, 2020 yılı sonunda muhtemelen 275 trilyon ($) Dolar seviyesine çıkmış olacaktır.

türk takipçi

Bakmadan Geçme

Esnaf Haber TV - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0538 483 25 53
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!