Madem Öyle Fiyat Belirmemede Yokuz...Ekmeği Bürokrat, Vekiller Pişirsin
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkan Vekili Halil İbrahim Balcı, teklif edilen 28. maddenin mevcut haliyle uygulanması durumunda esnaf ve tacirlerin karşı karşıya kalacağı büyük mağduriyetleri ve sektördeki potansiyel kaosu detaylıca anlattı.
Balcı'nın açıklamalarının odak noktası, düzenlemenin hazırlanış şekli, fiyat belirleme süreçlerinin uzaması ve fırıncı esnafının zor durumu oldu.
"Ne TESK'ten Ne TOBB'dan Görüş Alındı, Haberimiz Olmadı"
Balcı, düzenlemenin hazırlanış sürecindeki eksikliğe dikkat çekerek sözlerine başladı ve bunun bir yargı paketi içinde yer almasının mantıksızlığını vurguladı:
"Gecenin bu vaktinde, yargı paketinde ekmek fiyatı konusunda konuşmak zorunda kaldığım için de hepinizden özür diliyorum. Yani gerçekten biz de şaşırıyoruz; yargı paketinde bunun ne işi var, neden var, aciliyet ne? Ve kesinlikle ne TESK olarak bizden bakanlık toptan görüş almadığı gibi haberimiz de olmadı. Bırakın, kanun tasarısını, yönetmelik çıkarken bile kurumlardan bilgi alınır, bir masa etrafında konuşulur, taraflar dinlenir, yine kendi doğrunuz neyse ise onu yaparsınız ama maalesef, böylesine hayati bir konuda ki burada halkın temel gıda maddesi olan ekmek ve simidi hedef alan bir konu."
Fiyat Onay Süreci: İki Ay Bekleyiş ve Daima Olumsuz Görüş
Mevcut fiyat tarifesi onay mekanizmasının da yürümediğini belirten Balcı, özellikle Bakanlığın görüşüne tabi olan ekmek ve simit fiyatlarında yaşanan dramatik süreçleri paylaştı:
"Uygulama, şu andaki mevcut uygulamada, eğer bizim girdilerimiz artarsa, bir ürünün, ürettiğimiz ürünün girdisi artıyorsa o da ilgili kuruma müracaat ediyor... O müracaatlar birlikte toplanıyor, on beş gün geçiyor. Ondan sonra ilde bir komisyon toplanıyor... Ondan sonra, eğer esnaf odaları birliği ise, Fırıncılar Federasyonuna eğer ticaret odası mensubuysa direk Bakanlığa görüş soruyor. O görüşe Bakanlık bugüne kadar, 2017 yılından bugüne kadar kesinlikle olumlu bir görüş vermedi. Birinci görüşü soruyoruz, otuz gün Bakanlık bekletiyor... Ya, birinci görüşle göndereyim ben bunu, 'Gerekçeleriyle birlikte gönder' diyor. İkinci görüşte de Bakanlık bir ay bekletiyor; iki ay. Ondan sonra, geldiğinde mülki amir itiraz etme hakkı var."
Yeni Komisyon Yapısı Kaosu Getirir
Yeni düzenleme ile Uzlaşma Komisyonu'nun idare lehine genişletilmesini eleştiren Balcı, bunun fiyat belirleme yetkisini tamamen merkezi idareye geçireceğini savundu:
"Bütün girdileri serbest olan bir ürünü eğer siz fiyatlandırmaya kalkarsanız, o komisyonda 7 kişinin 5'ini idareden yaparsanız o fiyat o ilde verilmez, bu da kaos meydana getirir. Yani esnaf ve tacir ile tüketici olan halkımızı karşı karşıya getirir, idareyi karşı karşıya getirir. Yani sözün özü: Bu kanunun uygulanır bir tarafı yok."
27 İşletme Kapandı: "Dört Aydır Mağduriyet Yaşanıyor"
Fiyat belirleme süreçlerindeki yavaşlığın ve idari müdahalenin esnafı nasıl etkilediğini somut bir örnekle açıkladı:
"Kastamonu ilimiz fiyat aldı, 75 lira kilogramı, mülkü amirimiz itiraz etti, bir günde yürütmeyi durdurma aldı, oradaki esnaf dört aydır mağduriyet yaşıyor. Dört aydır mağduriyet yaşıyor ve şu anda kendi aralarında toplanmışlar... bu durumda bakkala ekmek veremeyecekler veya ekmek çıkartamayacaklar. Esnaf ne kadar dayanabilir buna? ...Şu anda, bir vilayette 160 işletmeden 27 tane işletme kapalı yani 27 tane işletme fotoğraflarıyla kapalı. Ben, bunu, ilgili yerlere dosya olarak verdim."
Zarar Eden Esnaf Kaliteyi Bozar
Balcı, esnafın zarar etmeye başlamasının kaçınılmaz sonucunun, halkın tükettiği temel gıda maddesinin kalitesini düşüreceği uyarısında bulundu:
"Bizim temel gıda maddemiz olan ekmek konusunda fiyat ne kadar önemliyse kalite de o kadar önemli. Biz kaliteli ekmek üretmeliyiz. Eğer esnaf zarar ederse önce kalite bozulur. Neden kalite bozulur? Çünkü hangi unu bulursa o undan yapmak zorunda kalacak, sonra işyerine bakamadığı için hijyen ve sağlıklı ortamda ekmek üretemez. Onun için, bu kanun taslağının doğru olmayacağını düşünüyoruz."
"Anayasa'nın 48 ve 167. Maddesine Aykırı"
Sözlerini, kanunun geri çekilmesi çağrısıyla bitiren Balcı, düzenlemenin getireceği olumsuzlukları ve Anayasal aykırılığını tekrar vurguladı:
"Esnafla, tüketiciyle, idareciyi karşı karşıya getiren bu taslağın kanunlaşmaması için, özellikle de Anayasa’nın 48'inci maddesi ve 167'nci maddesine aykırı olan bu olumsuzluğun ortadan kalkmasını arzu ediyoruz. Yoksa, bu kanunun getireceği olumsuzluklardan bir tanesi de bugün 922 tane ilçede, 81 vilayette kontrol altında olan üretimin, yarın nerede üretim olmayacağı, nerede bakkala ekmek verilmeyeceği konusunda kontrolden çıkabileceğini düşünüyorum."