Sadece çorbasını değil sanatını da yapıyor

Tarihi Osmanlı'ya dayanan kelle paça çorbasının Kahramanmaraş'taki 3. Kuşak temsilcisi Remzi Ulaş, sıradan bir kelle paça çorbacısı değil, aynı zamanda bir sanatçı. Artan kellelerle yaptığı sanat eserlerinden oluşturduğu müzeyi www.esnafhabertv.com'a anlattı.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Sadece çorbasını değil sanatını da yapıyor

Şu an 48 yaşında olan ve 25 yıldır bu mesleği yaptığını, doğduğu Kahramanlı mahallesinin de aşçıların mahallesi olarak bilindiğini belirten Ulaş, 25 yıl içerisinde tam 5 kez Türkiye’nin en iyi çorbacısı ödülünün sahibi oldu.

Sanata olan ilgisi de mesleğiyle birlikte 6 yaşında başladı. Kahramanmaraş’ın Osmanlı saraylarına 5 tane gelin gönderdiğini ve Osmanlı mutfağında da önemli bir yeri olduğunu belirten Ulaş, bu sebeple işini çok severek yaptığını ve Türkiye’de bir ilke imza atarak kelle sanat müzesinin olduğunu belirterek: ‘’Bunların tamamı et yiyen hayvan ve 250 tane kellem var. Böyle baktığımız zaman aslında dondurma şehri, kelle paça şehri ve bir tarhana şehri. Bende bundan esinlenerek, kellenin etinden paça yapıyoruz, yoğurdu tarhana yapıyoruz ve sütten dondurma yapıyoruz. Ben bunu müzeleştirmek istiyorum inşallah.

‘’İbrahim Tatlıses’in müzikleri bana ilham veriyor’’

25 yıldan beri dükkanının sabah 6.00’da açılıp gece 1.30’da kapandığını söyleyen Ulaş, dükkanı kapattıktan sonra atölyeye gidip 4.30-5.00’e kadar çalışıyor. Çalışırken mutlaka bir sese ihtiyaç duyduğunu belirten Ulaş: ‘’İbrahim Tatlıses’in müzikleri ile sesi bana ilham veriyor, zihnimi açıyor ve beni tedavi ediyor öyle olunca zaman nasıl geçiyor bilmiyorum.’’ Dedi.

Türkiye’nin her ilçesinden turistler geliyor

Her birinin yapımının 12-13 ay sürdüğünü ve Türkiye’de daha önce yapılmamış olan sanatı yaptığını belirten Ulaş, eserlerini görmek için Türkiye’nin her yerinden turistlerin ve tur otobüslerinin geldiğini de belirtti. Yapım sürecinin tamamen doğal yöntemlerle ilerlediğini ve birçok alandan da ziyaretçisi olduğunu söyleyen Ulaş:’’ Buraya gelen her kesimden ziyade, iş dünyası, siyaset, spor ben aslında toplumun tamamına hizmet ediyorum ama Kahramanmaraş’a gelen devlet büyükleri, bürokratlarımız ve ünlülerimiz mutlaka beni bulur. Remzi Paça’ya mutlaka gelir.’’ Dedi.

Osmanlı’dan kalan geleneği devam ettiriyor

Osmanlı’da 2. Mahmut zamanında Osmanlı devletine gelen her yabancı misafirlere önce kelle paça çorbasının ikram edildiğini, dükkanının isminin Paça hane 1834 olmasının bu sebeple olduğunu söyleyen Ulaş, 2. Mahmut zamanından 2010’a kadar bu geleneğin devam ettirildiğini ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Poyrazın da bunda emeklerinin olduğunu belirtti.

‘’Türkiye’de ilk kelle sanat müzesi, kelle paça şehrine yakışan müzeyi kurmak istiyorum’’

Eserlerinde 25 yıllık emeğinin oluğunu, müzeleştirmenin hayali olduğunu ve eserlerine dünyanın birçok yerinden de talep olduğunu dile getiren Ulaş:’’ Bir kere sanat müzesi olarak bu benim hayalim, projem bunu yetkililer ile görüşüyoruz. Büyükşehir Belediyesi olsun, diğer belediyeler olsun şu ana kadar olumlu cevap alamadım ama halen umudum var bunu Türkiye’de ilk kelle sanat müzesi, kelle paça şehrine yakışan müzeyi kurmak istiyorum. Şu an bana satıyor musun dersen satmaya çalışırım ama bir hafta da bir şey kalmaz. Çünkü Fransa Paris’ten, Kanada’dan bile istek var.’’ Dedi.

Kellelerden yaptığı sanat eserlerini almak isteyen çok fazla kişi olmasına rağmen hayalinin ilk önce Kahramanmaraş’a kelle sanat müzesi açmak olduğunu belirten Ulaş, kelle paçanın coğrafi işaret belgesini de aldıklarını ve hayvanın etinden paça, yoğurdundan tarhana, sütünden dondurma yaptıklarını ve bu lezzetin dünyada eşi benzeri olmadığını da belirtti. 

Ziyarete açık

Müzeyi merak edenlerin sosyal medyadan ulaştıklarını belirten Ulaş: ‘’ Kelle sanat müzesi saat kaçta açılıyor, kaçta kapanıyor, ücreti nedir diye, soruyorlar. Hâlbuki öyle bir şey yok, parasız tamamen kendi imkânlarımla yaptığım salaş bir yerde gösteriyorum. Gündüz saatleri sabah 09.00 ile 18.00 arası herkes gelip ziyaret edebilir.’’ Dedi.

‘’Benden sonra yerime oğlum bakacak’’

Çıraklıktan eğitmek için artık kimseyi bulamadıklarını söyleyen Ulaş:’’ 3 kızım bir oğlum var. Oğlum şu an asker, 14 gün sonra burada inşallah oğlum. Benden sonra yerime oğlum bakacak zaten başka kimse yok.’’ Dedi.

‘’Biz ete imzamızı attık’’

Sloganlarının ‘biz ete imzamızı attık’ olduğunu belirten Ulaş çocuklara ve gençlere de birkaç tavsiyede bulundu: ‘’ Her okula giden çocuklarımıza ve gençlerimize seslenmek istiyorum. Herkes işini severek yapacak. Polis işini severek yapacak, paçacı, usta, çırak, amele herkes isteyerek yaptığında ülkemiz daha güzel olur.’’ Dedi.

Çocukları ders çalışmamışsa, 1 saat TRT Belgeseli izletiyor

Pandemi sürecinde TRT belgesel sayesinde tarih, sosyal kültür ve fen gibi konulardaki belgesellerin kendine çok şey kattığını söyleyen Ulaş, çocukları derslerini yapmadıysa her gün 1 saat TRT Belgeseli izlettiğini ve yararlı çok fazla program olduğu için bütün çocuklara tavsiye ettiğini de söyledi.

Bakmadan Geçme