Selo, Cezaevinden Ateşle mi Oynuyor... ?
Terörsüz Türkiye sürecinde tartışmalar siyaset arenasından yeşil sahalara sıçradı. HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden yaptığı Trabzonspor-Amedspor 'kardeşlik maçı' önerisi, Barış Mı, Provokasyon Mu? tartışmalarını beraberinde getirdi. Amedspor cephesinden gelen anında olumlu yanıt, bu siyasi futbol hamlesinin taşıdığı yüksek gerilim riskini gözler önüne serdi.
Demirtaş’ın Cezaevinden Gelen Riskli Misyonu
Demirtaş, T24’te kaleme aldığı yazıda, Diyarbakır’da Amedspor ile Trabzonspor arasında bir dostluk maçı düzenlenmesi, Karadeniz’den gelen taraftarların Diyarbakırlıların evinde misafir edilmesi gibi sembolik ve radikal adımlar önermişti. Bu öneri, toplumsal kutuplaşmayı futbol üzerinden kırma girişimi olarak yorumlansa da, taşıdığı siyasi risk nedeniyle tehlikeli bulunuyor.
Amedspor Hazır: "Sürece Katkı Sunarız"
Demirtaş’ın teklifine ilk ve en net yanıt Amedspor Başkanı Nahit Eren’den geldi. Amida’ya konuşan Eren, kulübün kimlik ve değer yargıları gereği "Barış ve Demokratik Toplum sürecinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye her zaman hazır" olduğunu söyledi.
Amedspor Başkanı Nahit Eren: “Amedspor’un bu gücü ve potansiyeli vardır. Bu tür girişimlere her zaman hazırız, sürece katkı sunacaksa tabiî ki bizde bu tür organizasyonların gerçekleştirilmesini isteriz.”
Amedspor’un teklife olumlu bakması, topu doğrudan Trabzonspor’a ve siyasi otoriteye attı.
Perde Arkası Risk: Provokasyon Tehlikesi
Politik gözlemcilere göre, bu teklif masum bir dostluk maçından çok, bölgesel hassasiyetleri tetikleyebilecek yüksek riskli bir siyasi manevra. Trabzonspor taraftarının coğrafi ve siyasi hassasiyeti ile Amedspor’un tribünlerinde sıklıkla dile getirilen siyasi sloganlar göz önüne alındığında, böyle bir maçın küçük bir provokasyonla dahi felakete dönüşme ihtimali bulunuyor.
Demirtaş’ın önerisi, terörsüz Türkiye sürecini destekleme görünümü altında, süreci sabote etmek isteyen odakların yeşil sahayı bir çatışma alanına çevirme potansiyeli taşıyor. Analistler, maçın gerçekleşmesi durumunda “toplumun buna hazır olup olmadığı” sorusunun cevabının riskli olduğunu vurguluyor.
Bu kritik teklifin, milli maç arasının uygunluğuna bakılmaksızın, hükümet ve ilgili spor otoriteleri tarafından güvenlik ve toplumsal hassasiyetler açısından en üst düzeyde değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Bakmadan Geçme