Un, Şeker, Gübreden Sonra TAHAP Yem de Dağıtacak

BBNTÜRK Televizyonu'nda moderatörlüğünü genel yayın yönetmenimiz usta gazeteci Fehmi Çalmuk'un yaptığı Politik Adam programına katılan Türkiye Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu (TAHAP) Genel Başkanı Mustafa Sarıoğlu, un, şeker, gübreden sonra yem de dağıtacaklarını söyledi. Sarıoğlu TAHAP'a karşı son gübre provokasyonundan sonra özel koruma talep edildiğini belirterek 'yanımızdakilere zarar vermeyelim. Evet, hedefe konduk, hedef gösteriyorlar ama aramızdaki bir vatan evladına... Geçen hafta itibariyle özel koruma talebinde bulunduk. Net olarak söyleyeyim, inanın şahsım adına zerre öyle bir korkum yok. İşleri çok iyi bertaraf edebilecek yeteneğe sahibiz' dedi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Un, Şeker, Gübreden Sonra TAHAP Yem de Dağıtacak

 

POLİTİK ADAM: Şimdi Genel Başkanım, şöyle bir durum var. Tarım Bakanlığı yerine, yani burada bir bakanlığı kast etme, sizin bir şeyiniz gibi görmek istemiyorum ama bir STK sorumluluğuyla regüle ettiğiniz bir yapı var. Bunu şekerde ettiniz görüldü, arıcılarla ilgili bitti. Şimdi bundan sonraki yol haritanız, bu şeker dosyası bitti mi?

Mustafa Sarıoğlu: Kapatıyoruz, 2-3 gün içerisinde, önümüzdeki sonbahar ve yine önümüzdeki erken ilkbaharda asla üyelerimizi ve milletimizi bu konuda kimsenin diz çöktürmesine izin vermeyiz. Bununla ilgili de uzun vadeli hazırlığımız tamamdır. Tabi bunu devletimiz temin eder verirse baş tacıdır.

YOL BOYU KONAKLAMA TESİSLERİ, BİRÇOK MARKETTEKİ, OTELLERDEKİLERİN NEREDEYSE %70 FALAN DEĞİL, 90’I TAĞŞİŞ.

POLİTİK ADAM: İthalat izniyle ilgili mi diyorsunuz?

Mustafa Sarıoğlu: Tabi, hiç sıkıntı yok, hazırlığımız var. Yani devletimiz bize burada hangi rolü verirse, neyi yapın derse milletimiz ve devletimiz için biz onu yapmaya hazırız. Ama hiçbir şekilde lobilerin ve bazı siyasi uzantılarının, terör uzantılarının hiçbir şekilde bizim yanımıza, etrafımıza, gelmesine, geçmesine izin vermeyiz.

POLİTİK ADAM: Şimdi şöyle bir nokta var, sahte bal bir gıda terörü mü diye, biraz önce bir fotoğraf vardı, yönetmenimden onu da bir isteyelim. Sizin bir açıklamanız var. Ya şimdi bu sofraların, iftar sofralarının, sahur sofralarının hem katkı bakımından insan vücuduna ilişkin, bal soframızın vazgeçilmezi, ama siz diyorsunuz ki piyasadaki balların %70’i, yanlış söylemiyorum değil mi?

Mustafa Sarıoğlu: Yol boyu konaklama tesisleri, birçok marketteki, otellerdekilerin neredeyse %70 falan değil, 90’ı tağşiş. Yani sabah isteyen yetkili ile çıkarız nokta atışı tek tek tağşiş. Net bu.

POLİTİK ADAM: Yani tağşiş deyince,

Mustafa Sarıoğlu: Bal ile alakası olmayan, adı da bal değil, tatlı bu. Bu kadar basit, meyve şekerinden üretilen bir tatlı, farklı aromaları var katılan bir tatlı.

DONAN, KRİSTALİZE OLAN, KREMA GİBİ OLAN ÜRÜN GERÇEK BALDIR.

POLİTİK ADAM: Değerli izleyiciler aldı, koydu, şişeye bir baktı yoğunlaşmış, şekerleşmiş bir bal. Bu sahte bal mı?

Mustafa Sarıoğlu: O doğru bal, bakın gerçek bal, doğal bal kristalize olur. Belli bir dönemden sonra donar. Ama sizin şişeyi alıp, baktığınız, böyle karşıdan ayna gibi, neredeyse kendiniz görebileceğiniz netlikteyse ve götürdünüz, dolaba koydunuz, buzluğa koydunuz, bu ısrarla deepfreeze’de falan donmuyorsa bu tağşiş baldır. Donan,

kristalize olan, krema gibi olan ürün gerçek baldır.

POLİTİK ADAM: Bu yönetmenimin sorusuydu, onu da belirtmiş olayım. Şimdi Genel Başkanım bir şey diyeceğim. Bu Türkiye’deki bal meselesi var ya, hani bir tane örnek, spesifik bal, bunun Türkiye’deki bütçesi ne ki bu kadar bu işe rağbet ediliyor?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi bakın bunu siz bal olayı olarak görmeyin. Arıcılık sektörü ve arıcılığın bileşenleri, malzemedir birçok bileşeni toparladığınızda bu sektör minimum 5 milyar dolarlık bir sektördür.

POLİTİK ADAM:5 milyar dolar. Bu iç piyasada mı kalıyor, dış piyasada mı?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi, daha önce o malum STK’nın başkanıyken ilk defa balda Türkiye’nin ihracatı 120 milyon doları geçmişti. Şimdi 20-25 milyon dolarlarda. Adana ziyaretinde bir üreticimizin elinde hala bal olduğunu öğrendim ve çok üzüldüm. Bu mevsime geçen yılın balı kalır mı?

POLİTİK ADAM: Niye kalmış? Fiyat artsın diye mi beklemiş?

Mustafa Sarıoğlu: Kalmasının sebebi şu, dedik ya, ödül ve ceza kuralı, denetim mekanizması, şimdi laboratuvarlar inşallah 29 Aralık’ta gelen cihazla bir intizama girdi. Bu konuda da devletimize, Bakanlığımıza güvenimiz sonsuzdur. İnşallah o cihazlarla birlikte bu işin defterini dürecekler. Ama acilen endüstriyel bal üretim izinlerinin iptal edilmesi lazım yani işte orada fırıncılık balı tebliğde, balı arı yapar, balın fırınla onla bunla alakası yoktur. Kaydırık kuyduruk şeylerle o malum terör örgütünün 2011, özellikle 17-25’e kadar olan döneminde birçok genelge, mevzuatla böyle dinamit gibi bazı şeyler yerleştirilmiş. İşte bunların hızlı bir şekilde, mesela biz bal aromalı şurubu yasaklattık. Ayçiçek balının tenekesi 750 liraya çıktı inanın geçen yıl Şubat başı gibi falan 750’ye çıkan yok dönemindeki bal yeniden 500’e geriledi, 28 kg. ne oluyor dedik, dediler ki Başkan, endüstriyel bal izni var bu ülkede dediler. Nasıl olur dedim ya, baktık hakikaten 2012 yılında,

POLİTİK ADAM: Hangi akıl bunları araya sıkıştırmış?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi bakın artık bu ülke gerçeklerle yüzleşip, bu toprakların çocuklarının belirleyeceği politikalarla ve bu toprakların çocuklarından oluşan liyakat sahibi insanlara yürü deme zamanı gelmiştir.

POLİTİK ADAM: Biz İstiklal Harbinde, Milli Mücadele’de bu toprağın çocukları bu dediğiniz insanları kovmadı mı Sayın Genel Başkanım? Öyle bir şey anlatıyoruz ki ben gerçekten ürkmeye falan başladım.

Mustafa Sarıoğlu: Demek ki, bazı kalıntıları kalmış bakın,

POLİTİK ADAM: Hani bir kuşatılmışlık hissi

Mustafa Sarıoğlu: Şöyle söyleyeyim, ciddi bir zihin işgali var. Mesela Modern Tarım kelimesi adı altında, tarımın bileşenlerini ciddi

ÇİFTÇİYE ÖTV’SİZ VE KDV’SİZ DEVLETİMİZE ZERRE YÜK OLMADAN YAKITINI VEREBİLİRİZ.

POLİTİK ADAM: Modern Tarım, tarlaya tapana gitmeden, elini sürmeden toprağı işlemek mi?

Mustafa Sarıoğlu: Modern Tarım diyerek işte, en iyi makine, en iyi ekipman, şu hibrit tohum, şu paketleme falan filan. Ama esasında bunların hepsi sadece bir aldatmaca, gerçek şu, siz köy yaşamını, genç nüfusu, köylere yönlendirme, onları orada tutma, eğer onları siz tutmazsanız, oralarda kalmalarını sağlayamamaya devam ederseniz, işsizlik rakamları yukarıya çıkıyor. Tüketim toplumu oluşuyor. Dolayısıyla işte TAHAP hareketi burada diyor ki, imece merkezli, köy merkezli, köylerde yapılacak faaliyetler, köy insanını ayağa kaldıracak faaliyetler, mesela, girdi maliyetleri nasıl çok basit düşürülür? Bakın biz bunu 5-6 ay önce, 5-6 ay ifadesini kullanıyorum bunların tamamı belgelidir, resmi yazılar yazılmıştır. Görüntülü toplantı hani bazıları böyle selfie çekilip paylaşıyor ya bugün şu bakanımızla, şunla beraberdik, işte güzel görüşmeler oldu dedikleri gibi bunların hepsi görüntülüdür de, bakın biz teklif ettik Fehmi Bey. Biz dedik ki tarımın bileşenlerinde arı kovan takip sistemi, bitkisel üretimde sanal çitlerle, bitkisel üretim rakamları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanda milli yazılım, bizim yazılımımız, milli cihazlarla, hediye ediyoruz, para istemiyoruz. Ama ülkemizin gerçek rakamlarını ortaya çıkaralım, o rakamlar üzerinden biz çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz devletimize zerre yük olmadan yakıtını verebiliriz. Arıcımıza yakıtını verebiliriz, bu ne demektir biliyor musunuz, üretimin şahlanıp, milletin yürümesidir. Fakat ısrarla talep etmemize rağmen mesela çiftçi eğitimi, 7 bölgede çiftçi eğitim merkezi, bunu 2-3 bölgede, yerelde de ciddi destek bulduk, bakın yerlerde belirlendi. Bunların hiçbirisinin karşılığını bulamamak, üretin dağlar kadar arkanızda biz varız diyen Sayın Cumhurbaşkanımızın, başkanlık yaptığı bürokraside, hükümette, böyle bir şeye sessiz kalan insanların, Sayın Cumhurbaşkanımıza, devletimize ve hükümete ihanet etmekten başka nedir bu? Bunun başka bir izahı var mı? Diyoruz ki kardeşim bak, yazılım milli, survey’lerini veriyoruz, her şeyini veriyoruz, biz bir şey istemiyoruz. Ama biz ülkemizde çiftçiyi regüle etmenin yolu tarımı holdingleştirerek olamaz. Tröst tarımla olamaz. Dünya Tröst, Holding tarımını terk ediyor, bunu anlayacak herkes.

FÜBRE DAĞITIM İŞİNDE PROVOKASYONUN BÜYÜKLÜĞÜNÜ, NİÇİN HEDEF TAHTASINA TAHAP’IN KONULDUĞUNU ANLADIK

POLİTİK ADAM: O zaman tarımın bileşenleri sınıfta kalmış durumda. Size bir katkı olsun, mesela Tokat Valisi var, Dr. Ozan Balcı, ailelere küçükbaş hayvan dağıttı. Ve gerçekten ister istemez, inanılmaz bir şekilde Tokat’ta hayvancılık alanında bir gelişme var.  Şimdi Genel Başkanım şöyle bir durum var. Rize Ardeşen’de yaşanılan bir çay gübresi tartışması var. Siz çay üreticilerine ilişkin çok ciddi bir çalışma yaptınız, gübre. Tam gübreleme zamanı, tarımla ilgisi olmayan, toprağı bilmeyen değerli izleyiciler tam çiftçinin gübreleme yapacağı zamanda TAHAP gübre işine el attı. Burada ilginç bir olay yaşanıyor. Ben bunu TAHAP’a yönelik bir algı yönetimi mi var yoksa bir itibar suikasti mi var, siz bir basın toplantısı yapıyorsunuz orada, daha çuvalların içini görmeden, kamyonların üzerinde görmeden bir hanımefendi hemen iddia ile ilgili bir açıklama yapıyor. Önemli bir medya TAHAP’ı bu dağıtılacak gübrelerle ilgili itham etmeye başladı. Nedir bu olayın aslı?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi biz partner firmamızla bir hazırlık ve çalışma yaptık. Tarihini belirledik, ayın 13’ydü, sabah erken Trabzon’a hareket ettik. Ziyaretlerimizi yaptık, saat 2 buçuk sıraları bizim programımıza yetişmesi amacıyla yakın bir ilden yükleme yapmışız. Bakıyorlar ki çünkü Tekirdağ Malkara’daki bir fabrikadan gelecek, yetişmiyor. Bu konularda da biz biraz hassasım ben. Bir şey o dakika oluyorsa oluyordur, olmuyorsa olmuyordur gibi. Kavşakta ben araçtan indim bir baktım, her yerde kullanılan tek resim odur zaten, etiket ve YTS yani mevzuat olarak üzerinde ambalaj bilgileri olmayan ürünler kamyonların üstünde. Hemen bir telefon trafiği, o anda da zaten orada Rize TV yayın yapıyordu. Hemen ben orada TAHAP’ın hiçbir şekilde etiket ve YTS olmayan hiçbir ürünü teslim almayacağını, dağıtmayacağını belittim. Birkaç gün içerisinde bizim kendi paketlerimizin etiketlenmesinin devam ettiğini, bunların ilçe ilçe üreten yüreklere dağıtılacağını söyledim. Hatta orada yayını yapan arkadaş, bir hanımefendi bir soru tebliğ etti o soru karşısında, zaten sordunuz, bir daha amacınız der gibi deyince, dedim lütfen biz her türlü iletişime açığız, bakın biz merkezde konuşacağız. Ama ilk defa burada söylüyorum, arkadaşlarım da biliyor, ben kavşaktan araçların oraya doğru hareket ettiğimde araç yanaşıyor, 2 bayan iniyor, aynı bayanlardan bir tanesi bunun, oradan bize doğru geliyor, araç devam ediyor, orada da bir tane beyefendi iniyor. Orada bana soru soran 2 kişi bunlar, ikisi de araçlardan inen insanlar, biz teşkilatımıza ve arkadaşlarımıza hızlı bir şekilde tutanak, anlatabiliyor muyum, ilgili firmaya derhal analiz, oradan ayrıldık. Çünkü bir problem yok. İndirmedik, dağıtmadık, almadık, vermedik, hiçbir şey yapmadık.

POLİTİK ADAM: Dağıtmaya da teşebbüs etmediniz?

Mustafa Sarıoğlu: Asla.

POLİTİK ADAM: Kamyonda bir mal var, ne olduğunu bilmiyorsunuz?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi etiketini görmeyince direkt kabul etmiyoruz. Öyle bir şey mümkün değil çünkü tağşişle uğraşan biziz. Bir dünya hukuksuzlukla uğraşan biziz. Ayrıldık, Trabzon’a geldik, 4 saat sonra, iftar saatinde

POLİTİK ADAM: Hatta fiyat konusunda 6 lira 7 lira tartışması da var.

Mustafa Sarıoğlu: Ya oradaki mesele de şu, fiyat piyasada şuan 10-11, kör tuttuğunu öpüyor hesabı var ya, ama biz buna regüle ile 6.900 demişiz. Çünkü biz yapabileceğimiz

POLİTİK ADAM: 6.900 diyorsun da 4bin lira neredeyse,

Mustafa Sarıoğlu:  Evet, tonun da, e şuan şeker yarı yarıya değil mi?

POLİTİK ADAM: Bir de bunu binlerce tona yaptığınızda?

Mustafa Sarıoğlu: Orada 2000 ton çay gübresini verdiniz mi, 350 milyonu önlüyorsunuz. Millet sizi orada herhalde davulla zurnayla karşılayacak değil bazıları, onu anlatacağım izin verirseniz. İftardayım, arkadaşın bir tanesi geldi dedi ki Başkanım işte şu, bir siyasi partinin uzantısı, işte mermer tozu satıyorlar. Güldüm. Aradan 4 saat içerisinde kimler kimlerle görüştü? Kimler hangi amaçla böyle bir haberi çıkardı arkasından kronolojik olarak haberi yapan yan kuruluşlarına baktığınızda zaten bunlar bu ülkenin hiçbir zaman iyiliğini istemeyen insanlar. Biz oradayken ya da Trabzon’dayken ya da telefonla arayıp bir tanesi bize bırakın Genel Başkanı falan kardeşim sen kimsin de böyle bir iş yapıyorsun, bana bir açıkla deme lütfunda bulunmadı. Bir tek gazete hariç, onunda ismini verebilirim ama gazeteci yazmış altına demiş ki ulaşamadık, ulaştık anında, dedi Başkanım ulaşamadım. Dedim şimdi ulaştın, sor, firmanın taahhütnamesinin, orada hiçbir dağıtımın yapılmadığını, bakın ısrarla söylüyorum. YTS’siz, etiketsiz hiçbir şeyi ne alırız, ne dağıtırız, böyle bir şeye izin vermeyiz diyorum. Ama orada yapılan Türkiye tarımının, tabanın, milletin umudu olan

BİZ YTS’SİZ, ETİKETSİZ HİÇBİR ÜRÜNÜ ALMAYIZ, DAĞITMAYIZ DİYORUM.

POLİTİK ADAM: Vatandaş iki tane kişiyi provokasyonla suçladınız tamam da bu tırla gelen malzeme, gübre dedikleri yani mermer tozu olduğu iddia edilen konu, siz bunu gerçekten dağıtmadınız, ettiniz ama gerçekten bu firma, bunu kimler yollamış? Onlar mı kötü niyetli olan?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi bakın, orada firmanın taahhüdü var, analiz verildi, şöyle izin verirseniz bir gülebilir miyim? Hahaa, ben Yörük’üm ve Efeyim, dersimi çok iyi çalıştım ben, çok kısa zaman içerisinde analiz sonuçlarını tüm kamuoyuyla paylaşacağız. O zaman orada yapılan provokasyonun büyüklüğünü, niçin hedef tahtasına TAHAP’ın konulduğunu, oraya birisi piyasada ciddi manada üreticiyi regüle edecek, bir ürün dağıtmaya gelmiş ve görür görmez, bakın şu VTR gayet net, ısrarla söylüyorum, biz YTS’siz, etiketsiz hiçbir ürünü almayız, dağıtmayız diyorum. Olay Perşembe oluyor, Cumartesi aile büyüğümüz vefat ediyor, ona rağmen alay edercesine sosyal medya da dahi hiç alakası olmayanlar, işte şunu yapıyor sahtekarlar, hiçbir kimse 3 yıldır, bu ülkede bugüne kadar hiçbir STK’nın yapmadığı, yapamadığı, cesaret dahi edemediği işleri yapan üreten yüreklerin bir ferdine bu ifadeyi kullanamaz. Hepsi hukuk önünde, hukuk kurulumuz tarafından aslanlar gibi analiz raporu açıklandıktan sonra hesabı da sorulacak, bedeli de hukuk önünde ödetilecek. Buradaki amaç net şudur, ne işin var orada çaya gübre veriyorsun? Adam niye giriyorsun diyor. Aynısı şekerde de yapılmak istendi, dediler ki işte devletten aldıkları şekeri satıyorlar. Allahtan ki özel firmaların hepsinin üzerinde logosu var. Firma isimleri var ya bizde yayınlıyoruz onları, fotoğraflıyoruz. Buradaki amaç şudur Fehmi Bey, bir yıldırma, itibarsızlaştırma, esasında onlar o gün orada neyi bekliyorlardı biliyor musunuz? Bakarsınız sosyal medya ve basında çıkan haberlere, biz her yerde, arkadaşlarımız, üreticimiz toplanır, bir bayram havasında besleme şekerini, ununu törenle kucaklarız. Bende çıkarım, arabayı veririz. Orada da zannettiler ki bu Yörük Mustafa Sarıoğlu, bunu tutacak, arabalara atacak zannettiler.

PROVAKASYONUN ARKASINDA SİYASİLER VE TERÖR UZANTILARI VAR. BU KADAR NET SÖYLÜYORUM.

POLİTİK ADAM Dolduruşa geleceksiniz.

Mustafa Sarıoğlu: Tabi, biz bunu yapmayınca 4 saat sonra alınmayan, verilmeyen, indirilmesine dahi izin vermediğimiz bir ürünle ilgili iftira ve karalama kampanyası başlattılar.

POLİTİK ADAM: Üretici firmanın bir ihmali var mı?

Mustafa Sarıoğlu: Üretici firma gerekli taahhüdü bize resmi olarak verdi. Bu zaten bir kısım basınla da paylaşıldı. Ama ciddi bir basın toplantısı hazırlığı da yapılıyor, analiz raporuyla birlikte. Burada esasında ihmalden ziyade bir acelecilik var. Bizim programımıza yetiştirilmesi, halbuki ben o arkadaşlara da söyledim, keşke dedim, Başkanım mesafe uzak bir gün daha sürer, neticede elektrik kesilir, fabrikada arıza olur, yolda araç kaza yapar, Allah korusun, bunu 2 gün sonraya erteleyelim desem, ben oradan medenice çıkar, bu programı 2-3 sonraya erteliyoruz yine bir evladınız, bir kardeşiniz olarak ben burada olacağım der, o olayı ertelerdik. Ama burada bizim ortaya koyduğumuz niyet, vatandaşımıza nefes olmaya çalıştığımız niyet mi önemli yoksa 4 saat bekleyip te indirilmeyen, dağıtılmayan bir ürünle ilgili koskoca bir STK’yı yafta atıp, karalamak, iftira atmak mı?

POLİTİK ADAM: Tabi, kamyondaki ürünün analiz sonucu çok önemli, kamuoyu gerçekten analiz sonucuyla ilgili tartışmaya gerek olan bir durum varsa onu da TAHAP’ın açıklayacağını muhakkak biliyor.

Mustafa Sarıoğlu: Biz çok yakında analiz raporlarıyla birlikte çok önemli bir açıklama yapacağız. Bu işin nasıl olduğunu, bu işe kimlerin alet ve aracılık yaptığını, kimlerin sebep olduğunu da

POLİTİK ADAM: Siyasiler var mı?

Mustafa Sarıoğlu: Siyasiler ve terör uzantıları var. Bak bu kadar net söylüyorum.

POLİTİK ADAM:2 soru soran kişiyle ilgili bir suç duyurusunda bulundunuz mu?

Mustafa Sarıoğlu: Hepsiyle ilgili yapılıyor, biz analiz raporunu beklemiştik, analiz raporu da her an detaylı bir şekilde elimizde olacak. Analiz raporu ile birlikte gerek firmanın avukatları gerekse TAHAP’ın tüm hukuk kurulu, tüm avukatlarımızın tamamı, Türkiye genelinde teşkilatlarımızın tamamı adına, her bir üyemiz adına ayrı ayrı suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü niye biliyor musunuz, bu harekette huzur hakkı yok, bu harekette üye aidatı yok, rant yok, bu hareket bir hareketi.

POLİTİK ADAM: İzleyicilerimiz diyor ki, aidat yok, rant yok ta bu TAHAP bu işi hangi parayla yapıyor?

Mustafa Sarıoğlu: Gayet basit, bakın şimdi Türk Şeker’den o dönem devletten alırken üyelerimiz teşkilat hesabına parasını yatırıyordu, oradan fabrikaya yatıyordu. Şimdi biz takas yaptık, anlaşma yaptığımız firmayla, gübre takası yaptık. O da Allah’ın bir lütfudur. Barter yaptık. İçeride şekerimizi alıp, veriyor, bak doğru bir hareket olduğumuz için

POLİTİK ADAM: Sürümden kazanıyorsunuz?

Mustafa Sarıoğlu: Kazanacak bir şey yok ki, bakın ben Göktürk damızlık çiftliğim var aynı zamanda, arımız var, kişisel üretim yapıyoruz. Allaha şükür yok, yoksul bir ailenin çocuğu değiliz. Kaldı ki eşimde aynı şekilde, Cizre’dendir kendisi.

POLİTİK ADAM: İyi de nereye kadar finanse edeceksin Başkanım? Tamam, sizin var da.

Mustafa Sarıoğlu: Bir dakika burada finanse etme meselesi yok, lütfen doğru anlatalım. Herkes kendi giderini kendisi karşılıyor. Bizim kaldığımız otel belli, herkesin orada giriş çıkış saati belli, kime fatura kesildiği de belli. Örnek veriyorum, dün Adana’daydık mesela Adana Yüreğir Başkanı bizi misafir etti. Geçtik Mersin’e, Mersin başkanımız misafir etti.

ÖZEL KORUMA TALEBİNDE BULUNDUK.

POLİTİK ADAM: Yani 3 liraya aldığınız bir ürünü 3.25 kuruşa sattığınızda mesela kg’daki 25 kuruş para birike birike TAHAP’ın tüm bu organizasyonuna yetiyor?

Mustafa Sarıoğlu: Çok rahat, bakın şöyle bir örnek vereyim, mesela biz Türk Şeker Tarımdan arı yemi verdik, orada teneke bazında aldığımız para bellidir bizim. Bu sözleşmede de vardır, iktisadi işletmenin kayıtlarında da vardır. O 1 liralara var ya zırhlı araç kaldırır adama da, diyorlar bizim üyeler Başkan baba, ya kardeşim biz yanımızdakilere zarar vermeyelim. Evet, hedefe konduk, hedef gösteriyorlar ama aramızdaki bir vatan evladına,

POLİTİK ADAM: Vallahi Allah korusun, can konusunda böyle bi endişe var mı, bir teşebbüs var mı, korumanız var mı?

Mustafa Sarıoğlu: Geçen hafta itibariyle özel koruma talebinde bulunduk. Net olarak söyleyeyim, inanın şahsım adına zerre öyle bir korkum yok. İşleri çok iyi bertaraf edebilecek yeteneğe sahibim.

POLİTİK ADAM: Ama üyelerinizin?

Mustafa Sarıoğlu: Biz şimdi seyahatlerimde mesela burada da var, kapanışta davet edeceğim izin verirseniz, çıkmış gelmiş ilden başkanımız, ben yanında olacağım diyor. Bizim yanımızda bie mazlumun babası zarar görmesin.

GÜBREDE VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ, ŞEKERİ DE VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ, UNU DA VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ. AYNI ZAMANDA YAKINDA HAYVAN YEMİNİ BİR AÇIKLAYACAĞIZ, ALAYININ KİMYASI BOZULACAK.

POLİTİK ADAM: Yani Allah muhafaza çok önemli bir iş, şimdi gübre dağıtımında ısrarlı mı TAHAP? İnadına dağıtacak mısınız?

Mustafa Sarıoğlu: İnadına, baronlara rağmen, rantçılara rağmen aziz milletimizi ve devletimizi 2023’e diz çöktürmeye çalışanlara da rağmen, gübrede vermeye devam edeceğiz, şekeri de vermeye devam edeceğiz, unu da vermeye devam edeceğiz. Aynı zamanda yakında hayvan yemini bir açıklayacağız, alayının kimyası bozulacak.

POLİTİK ADAM: Hayda, şimdi yem sektörü Türkiye’de çok stratejik bir sektör.

Mustafa Sarıoğlu: Strateji falan yok, bu ülke acilen, konvensiyonel tarım, konvensiyonel hayvancılıktan kurtulmak zorundadır. Siz konvensiyonelde ısrar ettiğiniz sürece uluslararası lobilerini

POLİTİK ADAM: Konvensiyonel hayvancılık ne demek?

Mustafa Sarıoğlu: Hazır besi yemi, bu besi yemleri bir denetlense içlerinde ne çıkacak? Nasıl bu vatandaşa 350-450 aralığında veriliyor? Devletin bir kurumu ısrarla arpasında, onda bunda süspanse ediyor. Türk Şeker Tarım süspanse ederken nasıl ısrarla bu rakamlar yukarıda tutuluyor? Bu soruları bir Yörük çocuğu, bir koyun yetiştiricisi, bir arıcı olarak sorma hakkına sahip değil miyim ben? Türkiye’nin en büyük STK’sının Genel Başkanı olarak bu soruyu sormak hakkım değil mi ya? Benim üyem bana diyor ki, Osmaniye’ye gitmişiz, küçükbaş yetiştiricisi, dedim bu hayvanların hali ne kardeşim, Başkanım dedi, yemin çuvalı şu, arpayı dedi, bakın şu çok önemli, Allah devletimize zeval vermesin, devletimiz bu kadar veriyor, kış uzun gitti, ben bu hayvana nasıl bakayım başkanım dedi. Bu sese biz kulak vermezsek bizi Allah yakar. Bizim bunu Tarım Bakanımıza da, vekillerimize de söylediğimiz şu, çok küçük dokunuşlarla biz ülkede tarımın bileşenlerine ses ve nefes olmaya çalışıyoruz.

POLİTİK ADAM: Mesela benim bir Ziraat mühendisi tanıdığım var, yazar, ekonomi yazarı Oğuz Güler, kral otu, rafta yem gibi alternatif yem yapıyor. Yemcilerden dolayı başına gelmedik kalmadı adamın yani. Şimdi bir fotoğrafımız var, Genel Başkan Adıyaman’da konuşuyor, değerli yönetmenim onu isteyelim de, Türk tarımının yol haritası, siz ısrarla diyorsunuz ki kime ne görev düşüyor? Şimdi, TAHAP yoluna devam ediyor yani elbette ki bir yol haritanız var. 6 aylık, bir yıllık bir hedefiniz var. 2023 dediniz yeni bir hedef şimdi Adıyaman konuşmanız da var. Her gittiğiniz yerde büyük ilgi var. Şimdi tarımın bileşenlerine, tarım Bakanlığına ne görev düşüyor, tarımın diğer bileşenlerine ne görev düşüyor, sizden dinleyelim.

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi tarım Bakanlığımızın 145bin civarı personeli var, sanırım yakında bir 5bin daha alım yapılacak bu sayı 150 bin.

TARIM VE GIDA BİR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ İLAN EDİLMELİ

POLİTİK ADAM: Ya şimdi yine manşet bir haber,

Mustafa Sarıoğlu: Basında falan çıktı bu, biz belirleyici değiliz, beni de ilgilendirmiyor ben sadece buradaki mevcut potansiyeli, yapılabileceği ve yapılması gerekeni izah etmek için bunu söylüyorum. 150bin personeli artık bu millet sahada görmek istiyor. Uygulayıcı alanlarda görmek istiyor. Türkiye’de arı ve arıcı merkezli, tarım bileşenleri, tarımın kitabı yeniden yazılmak zorundadır. Tarım ve gıda acilen milli güvenlik meselesi ilan edilmelidir. Neden, ülkemizin şuan petrol ve enerji 3.en büyük gideri, sağlık gideridir. İlaca verdiği paradır bu ülkenin. Bizim insanlarımız sessizce öldürülüp yok edilmek isteniyor. Tarım ve gıda ile vuruluyor bizim insanlarımız. Kimyasal zehirlerle, tağşiş gıdalarla vuruluyor. Onun için ne oldu bir savaş oldu değil mi o kota, bu kota, o yok, bu yok, evet böyle bir ortamda tarım ve gıda bir milli güvenlik meselesi ilan edilmeli bu üst başlık altında tarım ulusal bürokrasi yeniden yapılandırılmalı, performans ve liyakata göre görev dağılımları yapılmalı. Eskiden olduğu gibi köy grup teknisyenlikleri vardı, bu çalışanlar, dairede masanın başında, bilgisayarda oyun oynamamalı, köye gidip, Mehmet Amca’nın ahırında olmalı. Hacının arılığında olmalı, arıya sevk raporu veriliyor, oturduğu yerden ver sevk raporunu, adamın arısında nasıl bir hastalık var kimse bilmiyor. Dolayısıyla bakın, gerçeklerle yüzleşmemiz lazım, ha farklı, siyasi partiler muhalefette, efendim 20 yıldır iktidardalar, niye yapmadılar, ya sizin de elle tutulur bir tarım programınız yok. Varsa gelin tartışalım arkadaşlar. Yok, esasında bu ülkedeki sıkıntı sorunları tespit edip, siyasi iradeye, iktidara bunu böyle yapalım diye gelecek samimi bir siyasi mekanizmanın olmaması da ayrı bir sorundur.

ÜLKEMİZDEKİ, ARICILIK, BÜYÜKBAŞ, KÜÇÜKBAŞ, BİTKİSEL ÜRETİMLE İLGİLİ ENVANTERLERİ ADAM GİBİ ÇIKARACAĞIZ.

POLİTİK ADAM:Sizin artık bir tarım kongresi yapmanız üzerinize görev oldu yani.

Mustafa Sarıoğlu: Bakın, Vatandaşın kendisini temsil eden STK’lar bir rant çetesi haline gelmiş, devletten kopmuş, problemler yukarıya gitmiyor. Siyasi partilerin ifadeleri şu, faizleri kaldıracağız, borçları yapılandıracağız. Hayırdır kimin parasıyla kimin borcunu yapılandırıyorsunuz, ya ne yapıyorsun, bunlar yapıldı, denendi. Yapılması gereken şapkayı çıkaracağız, ülkemizdeki, arıcılık, büyükbaş, küçükbaş, bitkisel üretimle ilgili envanterleri adam gibi çıkaracağız. Örnek veriyorum, Doğu Anadolu bölgesi, öncelikli neresi var? İşte Urfa bölgesinde sulama ve enerjiyle ilgili sıkıntı var. O ilde sulama hariç hiçbir işe devletin para aktarmaması lazım, önce onu halletmesi lazım.

POLİTİK ADAM: Bir öncelik sırasına koymak lazım.

Mustafa Sarıoğlu: Aydın’da jeotermaller var, benim Aydınlım semer sırtında kokusunu çekiyor gece, orada bir serada, bir ısıtmada kullanamıyor, bunu esasında samimi bir şekilde devletin kurumlarına götürecek olan STK’lardır bakın. Sadece siyasiler, milletvekilleri demiyorum. Bunu yürüyüş yaparak, eylem yaparak ifade etmek te doğru değil. Bunların raporlarını hazırlarsınız, biz geldik bu böyle bir sıkıntı, bunun çözülmesi lazım demeniz lazım. İşte TAHAP’ın farkı budur. Esasında TAHAP’ın net açılımı şu, bu toprakların çocukları, bu toprakların çocuklarının ve topraklarının geleceği için milli ve devlet çizgisinden taviz vermeyen bir gönül hareketi, bu kadar basit. Bunu görmemek için bu ülkede nefes almamak lazım. Şu yaptığımız işlerin hangisi yanlış, bakın tekrar söylüyorum bizim Genel Merkezimiz, Barbaros mahallesi 24/4, samimi Türk vatandaşının hepsi, kim istiyorsa çıkar gelir, Selamünaleyküm Başkanım faaliyetlerinizi nasıl yapıyorsunuz, dinlemek istiyoruz, bak mecbur değiliz ama seve seve, biz buna açığız, iletişime açığız, basın mensubu, siyasetçi kim varsa buyursun gelsin. Hatta bize bir de şunu sorsunlar. Ya biz bu işi nasıl düzeltiriz. Size net bir şey söyleyeyim, bu ülkede gerek gıdada gerek tarımın bileşenlerinde düzeltilmeyecek hiçbir şey yok. İrade sahibi, liyakat sahibi bir adam 2 saatte bu işlerin hepsini toparlar, net söylüyorum, altına da imza atıyorum. Nasıl bir caddede 100’er metre aradaki marketlerde %30-40 farklılıklar olabilir Fehmi Bey, bunu biri izah edebilir mi acaba?

POLİTİK ADAM: Son sorum, Tarım Bakanlığının ayrılması, Tarımda Ormanda var ya, mümkün mü?

Mustafa Sarıoğlu: Şimdi, Tarım Bakanlığı, tarım, orman ve su birlikte düşünülmeli. Bürokratik anlamda yeniden yapılandırılmalı.

POLİTİK ADAM: Teşekkürler Başkanım.

Bakmadan Geçme