''Ya Sahne Sanatlarını Unuttular Ya da Bihaberler''

Dünya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği ve Ahi Enstitüsü'nün düzenlediği Kadın Esnaf ve Sanatkarların Üretim ve İstihdamdaki Rolü adlı çevrim içi toplantıya, İstanbul Sahne Perde Film Eğlence Yerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkası Terlan Kaya, yaşadıkları sıkıntıları anlattı.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
''Ya Sahne Sanatlarını Unuttular Ya da Bihaberler''

“Sahne sanatları yok sayılmış”

Öncelikle nasıl üretim yapılır? Sorusu ile konuya başlayan Terlan Kaya, üretmeye ve istihdama yönelik engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi. Yönetmeliklerin bu konuda değiştirilmesi gerektiğini savundu. Bir koordinasyon kurulu kararı ile birçok mesleğin yok sayılabileceğinden bahseden Kaya konuşmasına şöyle devam etti: “Sahne Sanatları İhtisas odasıyız ama Kültür Bakanlığı özel proje desteklerini Ticaret Odası üyesine veriyor, bu demek oluyor ki sahne sanatları meslek kodları listesinde yok. Sahne sanatları yok sayılmış.”

“Ses ve sahne sanatçılığı olarak tek bir başlık altında yer alıyoruz!”

Sahne sanatlarının yok sayılması ile ilgili rahatsızlığını dile getiren Kaya, bu durumun sadece Sahne Sanatları İhtisas odasının değil ülkemizin kültür ve sanat alanını ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi. Böyle bir hatanın mümkün olamayacağını ve nasıl böyle bir hatanın olduğunu anlamadığını belirtti. Toplantının devamında esnaf ve sanatkarlar meslek kollarından alınmış belgelerden aldığı verilerle detayları aktardı: “Eğlence, dinleme organizasyon başlığı altında, ses ve sahne sanatçılığı olarak tek bir başlık altında yer alıyoruz. Bu başlık sahne sanatçıları meslek kolu için yeterli mi?”

“Koordinasyon kurulu kararlarına göre bunlar doğuştan sanatkar”

Tiyatro ile ilgili yaptıkları bir çalışmadan bahseden Kaya, tiyatronun tanımını 47 başlık altında topladıklarını ve bu 47 başlık altında toplanan meslek kolunun bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Bu başlıklar tiyatronun; yapımcısı, oyuncusu, yönetmeni, bestecisi vs. bunlardan herhangi birinin olmaması durumunda tiyatro yapılamayacağını söyledi. Bu meslek kollarına bakıldığında sinema, film yapımcılığı, bale ve operayı bu grupta olmadığını da ekledi ve devam etti: “Yapı sanatları başlıklarına bakıldığında 15 tane başlık var; Boya, kimyasal ürünler imalatı, camcılık vs. Bunların her biri bir meslek kolu ama sahne sanatları tek başına tek başlıkta yapılmış. Ulaştırma hizmetlerine bakıldığında faytonculuk, minibüsçülük, ve taksicilik bir meslek ve meslek grubu sayılıyor ama opera, bale film yapımcılığı, kameramanlık bir meslek sayılmıyor, bu koordinasyon kurulu kararlarına göre bunlar doğuştan sanatkar.”

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur”

Konuşmasına devam eden Kaya, bu konuda ki düşüncelerine Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de sözlerine yer verdi: “Dünyanın en dâhisi ve sanatçısı, Vatan savunmasında tüm cephelerde savaşı kazanmış ve ardında Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkeyi kurmuş 100 yılların geri kalmışlığını geride bırakmak için devrimler yapmış olan Mustafa Kemal Atatürk: "Efendiler, hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat sanatçı olamazsınız." Demiştir. İkincisi ise “Uygarlık doruğunun merdiveni sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” bu sözlerden kendimize dersler çıkarmalıyız.”

“Eksiklikler ile ilgili yazı yazıyoruz ama bir türlü çözüme varamıyoruz bu şartlarda istihdam olabilir mi?”

Terlan kaya sahne sanatçıların unutulduğunu ileri sürdü. Esnaf ve sanatkarlar ile tacir ve sanayici belirleme komisyon kurulunun esnaf ve sanatkarlar meslek kollarında meslek dallarını değerlendirirken sahne sanatçıları değerlendirmeye alınmadığını ve büyük bir hata olup bu hatadan acil olarak dönülmesi gerektiğini dile getirdi. Anayasanın 135. Maddesine dikkat çekerek eylem yapabilme yetkisine izin verilmesinden bahsetti buna karşın kendi yaptıklarını anlatan Kaya: “Eksiklikler ile ilgili yazı yazıyoruz ama bir türlü çözüme varamıyoruz bu şartlarda istihdam olabilir mi? Anayasanın 64. maddesinde devlet sanat ve sanatçıyı korur, sanat eserini ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi sanat sevgisi için gerektiren tedbirler alır diyor. Anayasa amir hükmü bunu söylüyor ama sahne sanatlarını meslek kollarından çıkarak nereye varmak istiyoruz? Bu koordinasyon kurulu kararlarına göre sahne sanatkarları doğuştan sanatkarlar, meslek kolunda olmayanlar tacir ve sanayici sayılmış meslek kollarında yoksa bizim ihtisas odamızın da dışına çıkıyorlar.” Eksikliklerin tespit edilip çözümün birlikte olması gerektiğini savundu.

“Esnaf kadın diyorlar ama ağır bir hakaret”

Esnaf mesleğinin tanımına da değindi Terlan Kaya, daha öncesinde bu konuyla ilgili TDK’ye başvuru yaptı. Tanımını ise uygun bulmadığını şu sözlerle ifade etti: Hem esnaflara hem de kadın esnaflara yakışmayan bir tanım ayrıca bu ülkede esnaf tanımı yok. Esnaf tanımı yokken kadın oda başkanlarımızın cinsiyet ayrımcılığından bahsetmemesi mümkün mü? Oda başkanların meslekleri esnaflık olduğu için oda başkanları oluyorlar. Esnaf kadın diyorlar ama ağır bir hakaret aslında ‘kötü yola sapmış kadın’ olarak tabir edilmiş bu tanımın ivedilikle düzeltilmesi gerekiyor. Bu ülkede bunun için kime görev düşüyorsa gereken yapılmalı biz yazdık ama bir adım ileri gidemedik.” Ayrıca sektörde çalışan kadınlar hakkında da bilgi verdi. %50 oranı üzerinde kadın istihdamı olduğunu ve özellikle tiyatro ve sinema sektörüne yoğun ilgi gördüğünü söyledi.

“Tiyatro turnelerinde neden Asya’ya ya da Avrupa’ya turneler yapılmasın?”

Kanunlara ve oda kuruluş kurallarına göre anayasa 135. Maddesine uygun hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Kaya, Odaların kuruluş kanuna göre yapısal sorunları aşıldığı taktirde sektör kendi içinde hem istihdam da hem de büyüme de %100 artış sağlayacağını iddia etti. Kaya: “Dünyanın merkezinde olan bir ülkeyiz sahne sanatları film dışında ihracatımız yok dünyanın her tarafına filmleri ihraç ediyoruz. Hem Asyalı hem de Avrupalı olduğumuz için tiyatro turnelerinde neden Asya’ya ya da Avrupa’ya turneler yapılmasın? Bu potansiyele fazlasıyla sahibiz.”

“Tüm odalar anayasanın 135. Maddesine göre kuruluyor ise anayasanın bütünlüğü gereği oda üyelerimizin yaptırım gücümüzün olması gerekir”

Odaların kuruluş kanunu tekrar gözden geçirdiğimizde ise kuruluş amacında mesleklerin önündeki engelleri kaldırmak, mesleki disiplini sağlamak ve meslek ahlakının gelişmesini sağlamak için mevcut kanunlara göre hareket etmek gerektiği yazıyor ama bunun ne kadarının uygulanıp ya da nasıl bir denetim yapıldığını sorgulamak gerektiğini savundu. Bir örnek veren Kaya şöyle anlattı: “Mevcut kanunlara göre oda üyemin başına gelen bir şikayeti paylaşmak istiyorum geçtiğimiz aylarda bir projesi çalındı bu projeyi yapmak, hayata geçirmek o kadar kolay değil. Bu durumu şikayet ettik, şikayetle alakalı yazı yazdığımızda aldığımız cevap, karşı tarafın oda üyesi olmadığı için hiçbir işlem yapılmayacağı idi. Bununla ilgili işlem yapamadık. Oda üyesi olmayan kişilerin yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Tüm odalar anayasanın 135. Maddesine göre kuruluyor ise anayasanın bütünlüğü gereği oda üyelerimizin yaptırım gücümüzün olması gerektiğini düşünüyorum. Komisyonlar kurulabilir ve bizde görev alabiliriz. Sorun varsa çözüm önerileri illa biz oda başkanlarındadır.”

“Bütün oda başkanlarının meslek tanımlarını yapması gerekiyor ki ondan sonra ki aşama NACE kodlarındaki çalışmalar olsun”

Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler ile ilgili canlandırma çalışması yapılmalı, meslek yüksekokulları hızlı bir şekilde açılmalı ve yayılmalı dedi. Odalarıyla ilgili çok büyük sorunlar olduğunu belirtti. Aynı zamanda İstanbul ve Türkiye’nin tek odası olarak görev yaptıklarını anlattı. Kaya: Odamız tek olduğu için kurmak isterseniz kuramıyorsunuz ve devlet eliyle oda üyelerimiz tacir sayılıyorlar. Bunların hiçbiri tacir, tüccar değil, emekli bile zor olan insanlar. Yeşilçam’ın emektar insanlarını biliyorsunuz ne şartlar altında yaşadıklarını biliyoruz. Meslek tanımları olmayan meslek odalarının tarihe gömülmeye mahkum oluyor. Bütün oda başkanlarının meslek tanımlarını yapması gerekiyor ki ondan sonra ki aşama NACE kodlarındaki çalışmalar olsun. Oda başkanları olarak hepimizin benzer sorunları eksiklikleri var ve bunları tespit etmek gerekiyor. Meslek odalarının bir okulu yok, anayasa var ama yorumlamaya çok açık. Sorunlar varsa çözüm yollarını beraber araştırmalıyız.”

Bakmadan Geçme