Oğuz Güler

Cari açık iç karışıklığa sebep olabilir ve çok tehlikelidir?

Oğuz Güler

 Cari açık, artık kalıcı olarak kapatılmazsa, iç karışıklıklara yol açarak ciddi tehlikeler doğurabilir. Bu sorunu milli yollarla çözemeyen bir ülke, dış borç ile bu açığı kapatamaz. Milli yol ise yalnızca üretimi artırmak ve yatırımı tam desteklemekle mümkündür. Önerdiğim Turizme Dayalı Ekonomi Modeli (TUDEM), bu sorunu kalıcı olarak kesin çözebilecek yerli ve sürdürülebilir bir modeldir. Aksi halde, sorun halının altına süpürülerek geçici çözümlerle ötelenir. Oysa cari açık ekonomik bir kanserdir; kısa vadede etkileri hafif görünse de uzun vadede ciddi tahribat ve karışıklıklar oluşturur.

Bazı küresel aktörler, düşük kur ve yüksek faiz politikalarıyla Türkiye’yi kontrol altına almak istiyor. Gezi olaylarından önce %5’in altına inmiş olan enflasyon, bu olayların ardından kontrolden çıkmıştır. O dönemde dış borç edinmek kolay ve ucuzdu. Dolayısıyla cari açık, yüksek faiz olmadığı için döviz rezervlerini tehlikeye tam atmıyordu. O zamanlar %3-4 faizle borç bulabilirken, bugün dövize %20-25 faizle borçlanıyoruz. Merkez Bankası’na 80 milyar dolardan fazla döviz bu yüksek faiz yüzünden geldi. Ancak bu kaynak yatırıma yönlendirilmeden sadece “güven” ayakları yüzünden tutuluyor.

Oysa TUDEM gibi modellerle %3-4 faizle döviz sağlarken cari açığı da kapayacağı anlaşılıyor ve uygulama döneminde 700 milyar avro sahaya döviz girmesini sağlıyor. Oysa yüksek faiz dövizimizi azaltıp Merkez Bankası rezervlerini eritiyor ve ülkemizde ekonomik iflasın önünü açmaya gidiyor.

Cari açık, bir ülkenin dış alımının dış satımından fazla olma durumudur. Yani ihracattan daha fazla ithalat yapılmasıdır. Bu durum ilk bakışta sadece ticari bir dengesizlik gibi görünse de uzun vadede ciddi ekonomik sorunlara neden olarak bizi iç savaşa götürebilir.

Ülkemizde ki cari açığın temel nedenleri şunlar diyebiliriz: Enerji ve petrol ithalatı, üretim azlığı yüzünden ithalat ihtiyacının artması, dövizin gerçek enflasyonla uyumlu olmayan düşük değerde tutulması ki bu maaş ve diğer artışları için baskılanıyor ve tüketimin, üretim yerine teşvik edilmesi.

Cari açık verenler bu açığı kapatmak için dış borca yönelir. Bu da faiz giderlerini artırır ve ülkeyi dışa bağımlı hâle getirir. Eğer ödeme sorunu baş gösterirse, döviz çıkışı hızlanır, yerel para birimi değer kaybeder ve döviz krizi yaşanır. Yatırımlar durur, iç talep daralır ve ekonomik büyüme sekteye uğrar.

Kur artışı ithalat maliyetlerini artırır ve bu durum iç piyasada fiyatları yukarı çeker, enflasyonu tetikler. Ancak her cari açık tehlikeli değildir. Eğer alınan döviz üretim kapasitesini artıracak yatırımlarda kullanılıyorsa, bu sürdürülebilir bir açıktır ve kendini ROTATİF olarak döndürerek rezevleri arttırır.

Sonuç olarak cari açık, bir ülkenin ekonomik bağımsızlığını tehdit eden önemli bir göstergedir. Eğer bu açık üretim ve ihracat kapasitesini artırarak kapatılamıyorsa, uzun vadede döviz krizine, sosyal çalkantılara ve iç karışıklıklara zemin hazırlar. İşte global şeytanlar bizi şimdi o yola girdirdiler.

TUDEM, cari açığı düşürmek için yerli üretimi ve enerji yatırımlarını destekleyen döviz kaynaklarını arttırma kapasitesine sahiptir. IMF'nin eski başkan yardımcısı Stanley Fischer da “düşük kur ve yüksek faiz” politikasının cari açığı YÜKSEK ülkelerde başarı sağlamadığını 2007 yılında açıkça belirtmiştir. Bu itiraf, uygulanan politikaların ülkemizi nereye götürmek istendiğini kolayca açıklamaktadır.

Bu noktada bize düşen görev, neoliberal reçeteleri terk edip üretim odaklı yerli çözümlere, üretim devrimine yönelmektir. TUDEM, benim yerli çözümlerimden biridir. Ben bu modelin kesin ve tam doğru olduğunu savunuyorum. Birçok uzmanda benimle aynı görüşte. Ola ki bu modele inanmayanlar varsa onları aşağıda ki telefonumda tartışmaya veya makale altına yoruma davet ediyorum. Ortaya somut, faydalı ve çözümü olan bir alternatif koyamıyorlarsa, eleştirmenin kolay, çözüm bulmanın zor olduğunu hatırlatırım. Aksi takdirde kıskanç eleştiriler hiçbir zaman ciddiye alınamaz. Çünkü bir proje %51 faydalı ise yapılabilir denir. Hatta iddia ediyorum ki, TUDEM, bize gelen 60 milyon turisti %10-15 azaltsa bile, 30 milyonu aşan ilave turist getirerek %51 değil %90 fayda sağlayan bir modeldir.

TUDEM’i okumak isteyenler, 0532 254 22 15 numaralı telefona WhatsApp üzerinden “tudem” yazarak zaten ücretsiz olan kitabımı yollarım. Katkı ve varsa yanlış buldukları ikazları yaparlarsa çok sevinirim.

 

Yazarın Diğer Yazıları