Oğuz Güler

DEM Parti Ne Olduğunu Açık Etti

Oğuz Güler

DEM Merkez Yürütme Kurulundan yapılan açıklama; “110 yıllık acıları ve yası paylaşıyoruz” 24 Nisan 1915’te iki yüzü aşkın Ermeni aydının evlerinden alınarak ölüme yollanması ile başlayan etnik kimlik, inanç ve kültürel soykırımın üzerinden 110 yıl geçti. Bu süreç, yüz binlerce Ermeni'nin sürgünü ve katledilmesi ile devam etti. Bu toprakların diğer Hıristiyan halkları da bu politika ve uygulamalar sonucunda çok ağır insani bedeller ödediler ve katledildiler” açıklaması yapmışlar. 

Bin yıldır aynı yerde tavuklarına bile “KIŞT” denmeyen tebamız bize neden kurşun sıktı birde onu cevaplasınlar.

Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu dönemlerde Ermenilerle ilgili bir problem yoktu. Zayıflayan Osmanlı güç kaybetmesi ile Düvel-i Muazzama'nın gayri Müslimleri 3 devletin siyasî menfaatlerine göre yönlendirmeye başlaması ile Ermeni meselesi ortaya çıkmıştır. Bin yıldır beraber yaşadıkları Ermenilerin tavuğuna “KIŞT” demeyen Kürt ve Osmanlı halkı Rus, İngiliz ve Fransız 3’lü devletlerin gammazlamaları sonucunda kendine “kışt” denmeyenler devlet zayıflayınca kalleşçe saldırıları doğuda KÜRT vatandaşlarımızın Ermenilerin devlet kurunca Rusya’da ki gibi mallarına mülklerine çöküleceği endişesi ile karşı koymaları BİN yıl komşu oldukları Ermenilere karşı vatanını, canını savundu.

Tehcir Kanunu Osmanlı Devleti tarafından 27 Mayıs 1915 yılında güvenlik unsuru sağlanması amacı ile çıkmış bir kanundur. Kanun ile devletin bütünlüğüne kast eden oluşumların önüne geçmekti amaç.

Benim en önemli sorum şu; Anadolu’da bin yıldır aynı köyde yaşayanlara bölgenin KÜRT halkı bir şey yapmamış da niye o zaman çatışmışlar biri bunu bana izah etsin. Şu an açık kimliği ile yaşayan Kuğulu pasajda bir gr insan kırmayan farklı dinden Suphi abim, Arto, Artin, Rober, Emil, Kenan kardeşim bu ülkenin çimentosu ve bizi hiçbir zaman kıracak insanlar değiller. Kendilerine tam güvence verilse de asla Anadolu mayası bizimle aynı insanlar olduğu ve Grogeryanlar gibi aynı mevzide ortak vatanları için can vereceklerini biliyorum. Suphi abim ve saydıklarım çağırırlarsa yanlarına koşarım. Bize insan ve ebesinin, dedesinin mezarını anlayanlar lazım bunu bilin. 

Türkler Anadolu’ya geldiklerinde Ermeniler belgelere göre Kafkaslarda Yervan Sevan gölü çemberinde yani Kapan, Gyumri, Akhalkalaki bölgesindeydiler. Zamanla kaynakların azalması ile Doğu Anadolu’dan Çukurova’ya kadar geldiler. Böylece bin yıla yakın 1 gr sorun olmadan hoşgörü ile beraberce yaşadılar.  Ta ki 1840’lara kadar. Osmanlının gerileme-yıkılma döneminde mecbur kaldığı için imzaladığı 1863 nizamnamesi ile Ermeniler bazı haklar elde ettiler. 1877-78 Osmanlı Rus harbi sonucunda Ayastefenos ve Berlin antlaşmasının 16 ve 61. Maddeleri gereğince Ermeni bölgelerinde ıslahat yapmaları ve özellikle doğuda ve güney doğuda KÜRT ve ÇERKES çatışmalarından koruma kararına imza attı. 

Rahmetli Kamer Genç’in bana söylediği şekli ile Dersimde ki Kripto Ermeniler şunu derlermiş; “Ermenilerin Kürtlerle KAN, Türklerle TOPRAK davası var” olgusunu bil demişti. Bunu söylerken “Kürt aleviyim” diyenlerin bu kelam ile kendilerini karşıya deşifre etmeleri ise Aleviliğe sığınan gizli Ermeniler olduğu ama Kürtlerin şafi olduklarından Alevi Kürt olamayacağını her ortamda konuşurum" diyerek işin püf noktasını söyledi. Bizim masum Kürtlerimiz Kürtçe bilmeyen  kriptoları seçmeye devam etsin.

Bahsi geçen 3 devlet Ermenileri en ufak olguda bahane ederek iç işlerimize karışmaya başladılar. Bu öyle bir noktaya geldi ki artık devlet kuracağını bilen KÜRT vatandaşlarımız göç ediliriz diye toprak ve can savunmasına elbet geçtiler. 1882-1909 yılları arasında 40 civarı isyan ve ayaklanmada karşılarında yörelerinde ki Kürt halkımızı buldu. Savaşta çatışma olursa tek taraflı olmaz. Oysa yüz yıllarca kendine dokunulmayan Ermenilerin bu davranışları elbette alkışlanamazdı. Seni öldürmek isteyenlere madalya verilmez dimi? Hatta 21 Temmuz 1905 yılında padişaha suikast bile yaptı Taşnak masumları. Doğuda Ermeniler için en büyük sorun KÜRT vatandaşlarımızdı. Çünkü orayı savunmasalar malları ve canlarına kast artacaktı. Onlarda bin yıldır aynı sinide AŞ yediklerinin kalleşliğini affedemediler. Osmanlı yara alıp kuşatılınca doğuda 8 Şubat 1914’de birçok il 2 guruba ayrılarak bunların ilkine Norveç’li binbaşı Hoff ile diğer guruba ise Hollandalı Westenek temsilci olarak atandılar. İstanbul’da teşkilatı mahsusa ile izlenen 235 Ermeni Midilli adasında müttefiklerce tatbikat yaparak Çanakkale çıkartması ile ülkemizi kuşatacaklara casusluk yapmak ve İngilizlere çıkartma bilgileri verme sebebiyle casusluktan 24 Nisan 1915 de göz altını alınma gününü katliam günü ilan ettiler. Yaşadıkları devlete ihanet edenler tarihte tüm devletlerce cezalandırılır. Sana bin yıldır dokunmayanlar sen iyi iken iyiydi, sen düşünce sana TAÇ takacak değillerdi herhalde.

Ama bu iş 20 Nisan 1915 de Rusların Kafkas ve yakın coğrafyada ki 1 milyon KÜRT ve Çerkez’i aç susuz bırakarak Anadolu’ya sürmesi ve İngilizlere Çanakkale misillemesi için 24 Nisan operasyonu yapmaya en büyük etkendi. 1 Haziran 1915 de Osmanlı hükümeti orduya Ermenileri, Rumları, kripto Kürtleri ve bazı Arap çeteleri için TEHCİR’e yetkili kıldı. Talat paşaya tek kişinin bile kaydı verildiği için 900.000’in biraz üstü kalleşleri din, ırk ve diğer unsurlara bakılmaksızın sürgüne tabi tuttular. Sürgünde 3.166.000 kr yani 31.660 altın lira yol boyunca durumu olmayanlara yeme içime yardımı yapılmış ve sürgün 2 yıl sonra kaldırılmıştır. Tehcir sürgün belgelerini açmayan Ermenistan, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya, İran ve ABD gerçekleri gizleyerek FİLİSTİN alçaklığına 110 yıldır devam etmekteler. 

Şimdi 1,5 milyon Ermeni katledildi diyenlere Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerinin 1.290.000 nüfusu belgeli ise bu yalan ne iş. Anadolu’da şu anki sınırların nüfusu 15 milyon ve nüfusun %8’i Ermeni. Balkan savaşına 8-12 yıl giden gençler yüzünden yaşlı nüfusu olan Kürt köyleri çatışmalarda baskın yemeleri yüzünden Kürtler Ermenilerden fazla zayiat vermişler ama yaygaracı haçlı devletler Ermeni yalanların hep önünü açmış ama belgeleyemedikleri için söylemleri kadük kalmışlardır. 

Sevr antlaşması ile ümitlenen Ermeniler Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının Kurtuluş savaşını başarı ile sonuçlanması ve nihayet 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasında Ermenilere yer verilmemesi ile, Ermenilerin ümitleri yok olmuştur. Böylece, Türkiye açısından da mesele kapanmıştır.

Sonuç; “Kürtleri savunuyoruz” diyerek onlarla olan kan davası işini çaktırmayan Ermeni oyununu niye anlatan yok? Oysa seçilen vekillerinin %80’i bile Kürtçe bilmiyor.  ve Kürt olmayan kriptlar aşırı solun kuşattığı parti bakın Kürt yerine Ermeniler için yaptıkları açıklama en üst paragrafta. Açıklamayı okuyunca düşünün ama düşünürken “celladına âşık olanlardan mısınız ?” onu düşünün. Ermeniler ASALA ile diplomatlarımızı kalleşçe öldürdüklerinden dünyadan tepki çektikleri için PKK’yı kurup kan davalı oldukları Kürtleri partileştiler ama artık onlarda emperyalistlerin oyununa geldiklerini SİHALAR yüzünden anladılar galiba. Türklerden toprak, Kürtlerden KAN talebi olanlara âşık olmaktan uyandırmayanlar utansın. Suphi abi sen Anadolu insanının kan davasını bitirdiğini bilip emperyalistlerin oyununa gelinmeyeceğini anlatmanız kardeşliğimizi pekiştirecektir

Yazarın Diğer Yazıları