Ağacın Ustası Anlattı

İskenderun'un 46 yıllık esnafı Hızarcılar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Yılmaz Değirmen, ustalar konuşuyor programına katıldı

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Ağacın Ustası Anlattı

Esnafhabertv.com: Sizi tanıyabilir miyiz?

Yılmaz Değirmen: İskenderun Hızarcılar ve Mobilyacılar odası başkanıyım. 58 yaşındayım, 48 yıldır bu işi yapıyorum. Son 1,5 yılda mobilyacılar odası başkanlığına aday oldum, başkan oldum. 1973 yılında ben o zaman 9 yaşındaydım, babamın yanında, babam böyle ağacı keserdi, tehlikeli olduğu için o kesim işini yapardı, bana da öğrettiği işler vardı. Ben de elde işlerdim torna makinasında. Evvelden sandık ayağı, dolap ayağı, komodin ayağı yapardık o zaman öyle giderdi çuvallarla, o zaman öyle başladı işte yıl 2023, o işi büyüttük hem mobilya hem mobilya boyama işi yapıyoruz. Bunun yanında da yaptığımız bu ağacı işleyip şu duruma getiriyoruz. Tokmak yapıyoruz, merdane yapıyoruz. Arkada gördüğünüz makineyi aldık, onunla şu dünyayı yapıyoruz, topları yapıyoruz.

Esnafhabertv.com: Ağaçla ilgilenmek nasıl bir tutku?

Yılmaz Değirmen: Şimdi ben mobilyacılık ta yapıyorum, mdf kestiğim zaman, ağaç kestiğim zaman içimde acayip bir huzur, acayip bir mutluluk oluyor, anlatamayacağım bir şey var içimde ağacı biçip işlediğim zaman.

Esnafhabertv.com: Bir marangoz ustası ağacı renginden, kokusundan bilir mi? 

Yılmaz Değirmen: Bilirim evet, daha önce kereste değil de hızarlardan odun alırdık, babamla beraber giderdik, o ağaca baktığım zaman o hangi ağaç, bundan ne yapılır bilirim yani o çabuk çatlar, diğeri çabuk çürür,
kurtlanır onun gibi artık onu biliyoruz, o tecrübe ile gelen bir şey. 

Esnafhabertv.com:  Niye gürgen?

Yılmaz Değirmen: Hem sert yani tatlı sertlikte, Türkiye’de mobilyada özellikle gürgen tercih ediyorlar.

Esnafhabertv.com: Bu mesleğin püf noktaları ne, elbette öncelikle seveceksin ama doğayı da seveceksin gibi anlatır mısın?

Yılmaz Değirmen: Mesela baba nasihati, kaçakçıdan odun almıyoruz, adam gelir icabında ama almıyoruz. özendirmemek adına, ufak işler için buradaki hızarlardan alıyoruz, onlar orman dairesinden alıyor.Ordu’dan, Karadeniz tarafından ağaç geliyor kamyon bazında, oradan alıyoruz keresteyi, Türkiye’de kereste zaten Karadeniz’de, özellikle kayın. Babam her zaman derdi ki hayat kısa, kimseyi kırdığına değmez, herkesin işini gör. Burayı da tutmamın asıl amacı torna olarak, mobilya olarak benim orada 12 tane işçim var, çalışıyor boyahanem ile birlikte, burada duruyorum babamın mesleğini devam ettirmek adına. Mesela geleni boş çevirmemek, bir balta sapı getirse, bir ufak bıçak sapı getirse onu yapıyorum yani. Ona zaman ayırıp o işini görmeye çalışıyoruz.

Esnafhabertv.com: Marangozluk nasıl bir meslek?

Yılmaz Değirmen: Dünyaya bir daha gelsem yine mobilyacı olurum, marangoz olurum, ağaç işinde çalışırım. İşi
seviyorum ve herkesin de sevebileceği bir meslek, bir şeyi imal etmek, onu bir şekle büründürmek, kullanılabilecek bir hale getirmek, birinin faydasına olacak bir şey yapmak güzel. Ben daha çok konik ayak yapıyorum ya da mobilya ayağı yapıyoruz bu sıra. Davul tokmağını yapıyoruz ama mesela adam gelip alacak, davulunu getirip burada çalmazsa vermiyoruz. Tokmağı da gürgenden ya da portakaldan yapıyoruz. Portakaldan daha iyi oluyor. Her ağacın kullanılacağı bir yeri var. Gürgen mobilyada iyi ama
gevrektir biraz çekiç, balyoz sapında olmaz. Onda dişbudak tercih ediyoruz. Mesela kuska yapıyorlar, su bardağı, kayısı ağacından olmalı, kayısı ağacı kuruyunca suyu emmez, diğer ağaçların hepsi emer, bazen çamdan yapıyorlar falan ağaç içine döktüğün suyu emer. Dut ağacından iyi tokmak olur, teknelerde kullanırlar, suya dayanıklıdır dut ağacı, mobilyada gürgen iyidir. Ekli parçalarda ıhlamur
ağacı iyidir çalışmaz, gürgen ek yapılınca çalışır. Ihlamurun, kızıl ağacın lifleri çok olduğu için ekli işlerde onlar tercih edilir. Bir gün bir yere mutfak ölçüsü almaya gidiyorum, binayı biliyorum ben orada başka işlerde yaptım,  mutfak bir senelik mutfak, yeni gelinin annesi, bende farkında değilim, bunu niye değiştiriyorsunuz, yeni mutfak dedim. Sus dedi bana, korktum, damat duymasın biz istiyoruz, damat istemiyor. değiştirmek. Bu da Ahiliğin verdiği bir şey, dürüst, doğru olmak, boşuna masraf etme, yepyeni bir
mutfak var demeye getirdik. Böyle bir azar işitmiştik müşteriden.

Bakmadan Geçme