Masum Türker yakın tarihin perde arkasını anlattı

Genel Yayın Yönetmenimiz Fehmi Çalmuk'un BBN Türk ekranlarında hazırlayıp sunduğu Politikadam programının bu haftaki canlı yayın konuğu ekonomidin sorumlu eski Devlet Bakanı Masum Türker'di. Türker proramda eski Başbakan merhum Bülent Ecevit döneminde yaşanan politik ve ekonomik gelişmeler ve ünümüz siyasetine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İşte BBN Türk ekranlarında yayınlanan Politikadam proramındaki Masum Türker'le sohbetin ayrıntıları...

POLİTİK ADAM: Ekonomiden sorumlu Eski Devlet Bakanı Masum Türker bey, stüdyomuzda olacak. Bugün mutfağınızı, cebinizdeki parayı, gelecek tahayyüllerinizi birazdan konuşacağız.
Birlik, beraberlik noktası, Politik Adam programında yine beraberiz, çok önemli bir konuğumuz var. Ekonominin hafızasını, ekonominin tarihini yorumlarıyla televizyonda en iyi yorumlayan isim, ekonomiden sorumlu eski Devlet bakanımız Dr. Masum Türker bey, hocam hoş geldiniz.

Masum Türker-Hoş bulduk.

ANNELERİN DERDİNE DERMAN OLMUYORLAR

POLİTİK ADAM: Sevgili bakanım teşrif ettiniz, sizi stüdyoda görmek bizim için bir şeref. O dönem yaptığınız açıklama belki de hükümet, ekonomiyi yöneten, hazineyi yöneten bakanların, bürokratların söyleyemediği, izah edemediği konuyu, halka pratize edip hap gibi sunma işiydi. Sizden başka da yapan olmadı. Belki onlara yönelik bir can simidi.

Masum Türker -Yani ben gerçekleri söylüyorum. Şimdi siyaset yapmadığım için, yani Demokratik Sol Partinin ben şu anda normal bir üyesiyim. Siyaset yapmayınca yaptığım konuşma da, acaba il başkanı ne dedi, ilçe başkanı ne dedi gibi şeyler olmadığı için, şimdi bütün siyasilerin böyle bir kaygısı var, ben rahatlıkla söylüyorum, gerçekleri söylüyorum. İktidarın haklı olduğu yerde haklı diyorum, muhalefetin de haklı olduğu yerde haklı diyorum, muhalefete haksız saldırı olursa sahip çıkıyorum. Çünkü şu anda Türkiye'nin sıkıntısı şu, siyasiler konuşmuyor, siyasiler konuşmayınca, siyasiler adına yazan, çizen takımı konuşuyor ve onlarda haklı olarak farklı boyutlarda arıyorlar işi. Halbuki her parti kendi doktrini, kendi ideolojisi çerçevesinde katılan üyelerine konuşma yapması gerekir. İşte onların arasında gazeteci, yazar, benim gibi tarafsız insanlar girerse daha iyi olur ama yapılmıyor çünkü bir kutuplaşma ve ötekileştirme politikası var.

POLİTİK ADAM: Bundan muzdarip misiniz sevgili bakanım?

Masum Türker -Yani Türkiye adına muzdaripiz. Neden Türkiye adına muzdaripiz, bir şeyi konuşuyorsunuz, muhalefet ediyorsunuz, ne yapacağınızı anlatıyorsunuz, iktidar hemen kalkıyor o muhalefeti yerden yere vuruyor. Örnek, Sayın Kılıçdaroğlu Diyarbakır'a gitti, Diyarbakır'da o annelerden iki tane getirdi. Onlara saldırdılar ama arkasından vefa adı altında kendileri anneleri Ankara'ya çağırdılar. Yani kendi yaptıklarını görmüyorlar ama saldırıyorlar. Halbuki iki tarafın birbirine saldırması doğru değil, yani bir taraf annelere sahip çıkarken, diğer tarafın biraz kenarda durması o annelerin derdine deva olmuyor demek değildir. Bunu Türkiye'de yanlış anlıyorlar, yanlış anlayınca bu sefer bu dönüp dolaşıyor, ekonomiye sarkıyor, zaten Türkiye'nin en büyük sıkıntısı ekonomik durumdur.

POLİTİK ADAM: Evet, şimdi o konu başlığına gireceğiz de, HDP il binası önünde Diyarbakır annelerini ziyaret etmek belki CHP'nin helalleşme diyalektiği bakımından çok önemli hamleydi.

Masum Türker -Yok, hayır değildi. Bunu yapamaz zaten. Şimdi bakın,

İSLAMCILARA SAHİP ÇIKTIĞIMIZ İÇİN İKTİDARDAN DÜŞTÜK

POLİTİK ADAM: Yapamaz derken?

Masum Türker -Bak neden yapamaz, oraya gittiği zaman, oradakiler kurgulanmış, şu anda televizyonlarda sürekli sanki CHP, HDP, … gibi gösterildiği için, orada bir kişi yuhalasa o yapılmak istenen çok ters olur. Bakın, ben yaşadığım için biliyorum. Niye gitmedin sen, neden yapmadın, öyle olmaz ki çünkü orada insanlar hükümetten destek bekliyor. Güneydoğu Anadolu'da mazlum olanlar, muzdarip olanlar, yalnız devletten yardım beklerler. Zaten Güneydoğu Anadolu'daki temel sıkıntı, o çözüm adı altında, o korumacılık kaldırılınca tamamen iş zıvanadan çıktı. Şimdi bunu bilmek lazım, bunu görmek lazım, bunu gördüğün zaman niye gitmedin diye dile getirmemek gerekir. Sen bir düzenleme getir, yasa, onlarla ilgili mesela, şu hakkı verelim, şöyle yapalım diye, eğer orada CHP karşı çıkarsa o zaman CHP haksız olur. Yani benim bu anlattıklarımı normal vatandaş çok iyi bilir. Şimdi herkesin bilmediği bir şey var. Ben bunu siyaset dersi okuttuğum zaman sınıfta anlatırdım. Siyasette siyasilerin 3 tane muhatabı var. Birisi militanlar, bu militanlığı il, ilçe, Gençlik Kollarında, Kadın kollarında görev alan, Genel Merkeze bağlı, kolunu kessen o saatte CHP diyecek, AKP diyecek sen onu bastıramazsın. İkincisi taraftardır, taraftar deyince bunlarda hani takım tutar gibi, kimisi babadan kalma, kimisi Cumhurbaşkanını sevdiği için, kimisi Kılıçdaroğlu'nu sevdiği için, üçüncü grup, zaten siyasetin temel dayanağı sempatizanlardır. Sempatizanlar her zaman değişebilir. Hani hep derler ya bizim DSP %23'e yakın oy almıştır. Sonraki seçimde Ecevit Başbakan ve partinin Genel Başkanı olarak hasta olduğu dönemde seçime girerken % 1.2 aldı. Şimdi ben DSP'de Genel Başkanlık yaparken bana muhalefet edenler ya da şimdiki konuşmamı beğenmeyenler sen partiyi indiriyorsun, zaten Ecevit zamanında 1.2 ‘ydi. Niye, çünkü dışarıdan öyle bir ittiler ki, damdan öyle bir düştük ki, damdan düşmemizin sebebi de, biz İslamcılara sahip çıktık, Hangi İslamcılara, dedik ki, Irak'ta bir savaş olursa öldürülecekler Müslümandır. Ve bu Müslümanlar öldürülürse bizim halkımız gücenir. Nasıl izin verdik diye. Bunu araştırmışlar sonra Başkan Yardımcısı geldi, o zaman Bush'un yardımcısıydı. Dedi ki Ecevit'e, ya biz araştırdık, oradakiler Müslüman değil, oradakiler Şii demiş. Ecevit'te ya Şii, Alevi'de Müslümandır. Yani bizim dinimiz aynı ama tanrıya ulaşma yollarımız farklı. Tasavvuf olgusu vardır. Bunu söyleyince bozuldular, baktılar Ecevit evet demeyecek ve o gün bizim ipimiz çekildi. İlk defa o hafta yurtdışındaydı Kemal Derviş, zannedersem Hollanda'da.

POLİTİK ADAM: Yani, Irak'a müdahale işine merhum Bülent Ecevit izin vermediği için mi?

Masum Tüdker-Vermediği için bizim cezamızı kestiler. Kesince bu sefer zaten bunu daha Amerika'da yapmış, Amerika'ya gitmişler, onun yanında dönemin Enerji Bakanı, eski Grup Başkanvekiliydi ANAP'ın, zannedersem Ticaret Bakanı, Kemal Derviş var, bir de DSP'den birisi daha var. Ecevit hayır deyince, hani o meşhur bir resim kullanırlar, Ecevit önünde durmuş falan, bizim kendi içimizde bile o resmi kim servis ettiyse araştırıp bulmak lazım. İleride tarihçilerin bunu yapması lazım.

ABD, ALEVİ VE ŞİİLER MÜSLÜMAN DEĞİLDİ DİYORDU

POLİTİK ADAM: Bir provokasyon mu?

Masum Türker -Hayır, zaten öyledir. Bir daha Bush, ne ANAP'ı ne MHP'yi ne DSP'yi muhatap almamış. Yalnız Derviş'le konuşmuş. Ama yine Alevi ve Şii'liğin Müslüman olmadığını bildirmişler. Ecevit yine Müslüman olduğunu söyleyince o gün anlaşamadı, anlaşamayınca Başkan Yardımcısı, hani herkes Devlet Bahçeli'yi kabahatli buluyor ya, Devlet Bahçeli'den önce nisan ayında Kemal Derviş açıklama yaptı, diyor ki Türkiye seçime gidebilir. Ve baskı başladı. Hani giderken bu Türkiye'ye gelen ve adeta yabancılar adına komiserlik yapanları bırakmak istemezler. Yani biz işte orada damdan düşmeyi yaşadık. Ve herkes Devlet Bahçeli dedi, hayır daha önce Kemal Derviş açıklama yaptı. O zamanın gazetelerine baksınlar yani finans piyasalarına, küresel işbirlikçilerine herkese mesajı verdi.

POLİTİK ADAM: Bir şey diyebilir miyim? Helalleşme moda da, bu Kemal Derviş döneminde hakkınızı helal eder misiniz?

Masum Türker -Ben bu konuda herkese helal ederim. Gerçek Müslüman adam, kimseyle dargın durmaz. Bazı imamlar çok bilmiş, yok namazı kılmayız, gavur falan derler, bunların hepsi İslamiyet'e aykırı işler yapar. Hatta bir dizide imam fetva verdi diyor, bunun namazı kılınmaz, yani bunlar İslamiyet'i bilmeyenler, farklı yorumlayan insanlar. Bizimde sıkıntımız şu, biz bilenler, İslamiyet üzerine inşa etmediğimiz için duruşumuzu, belli etmiyoruz, söylemiyoruz yani böyle bir tartışmaya girmiyoruz.

ORUÇ TUTAN ECEVİT'İN DSP'SİNİN SOSYAL DEVLET REFERANSI KURAN-I KERİM

POLİTİK ADAM: Dışarıdan baktığın zaman Demokratik Sol Parti'nin Genel Başkanı, oranın bakanı, dinle imanla ne işi olacak diye mi bakıyor?

Masum Türker -Hayır, öyle değil, Genel Başkan Bülent Ecevit, belli bir yaşa kadar oruç tutmuştur bunu kimse bilmez, benimle ilk görüşme yaptığı zaman kardeşini tanıyorsunuz, Turgay Türker ile beraberdik. Ramazan ayıydı, bir şey içer misiniz dedi, ben içmem dedim. Turgay'da içmem deyince, oruç musunuz dedi o da bende oruç tutarım sağlığımdan dolayı tutamıyorum dedi. Bunu birebir bana söylemiştir. Kaldı ki kimsenin bilmediği bir şey var. Demokratik Sol Parti'nin 4 tane temel direği var. 1.direk, kadim Anadolu Medeniyeti, Hititler, Frigyalılar, yani kim yaşamışsa Anadolu'da, 2.si Anadolu Türk medeniyeti yani Aleviler, Bektaşiler, Mevlana, Yunus Emre. 3.sü ise Kurtuluş savaşımız, Kuvayi Milliye, bağımsızlık, özgürlük. 4. Sosyal adalet için Kuran-ı Kerim tefsiri, bunu sonradan milletvekili olan o zamanın Gençlik Başkanı olan, Demokratik Sol Harekete geçişte rol oynayan adam, bunu niye anlatıyorum?

POLİTİK ADAM: DSP'nin kırmızı kitabı mı var?

Masum Türker -Hayır, bu o tarihte 1974 yılında daha, 77 yılında o arkadaş milletvekili oldu, ODTÜ'den mezundu, mimardı, Profesördü, biraz sonra aklıma gelir. Milletvekilliği yaptı çok araştırmacıydı, biz onun kitaplarını okumuştuk gençken, üniversitede, okuduğum için biliyordum hatta istedim verdi bana. O kitap var şu anda, bunu şimdi niye söylüyorum, biz bu ülkede siyaset yapıyorsak, bu ülkenin gerçeklerinin dışına çıkamayız. Siz biraz evvel bana medreseyi sordunuz. Medrese din eğitimi veren bir yer değildir, medrese üniversitedir. İstanbul üniversitesi gibi, İstanbul'un fethinde kurulan ilk Medrese. Dünya'da ilk üniversite Polonya'da kurulmuş. İlk hocaları papazdır. Türkiye'de, dünyada yani bizim İslamiyet'te kurulan medreselerin ilk hocaları Arapça okuyup yorum yapabilen, konuşabilen insanlardır. Bazen söylüyorlar, diyorlar ki kardeşim imamlar aynı şeyi söylüyorlar. Hayır, bir görevini yerine getiren imam vardır bir İslamiyet'e araçlarla hizmet veren, Teolojide, İlahiyatla bu işle kafa yoranlar var. İşte bizim rahmetli Ecevit tasavvufla da uğraştığı için

ECEVİT TASSAVVUFU ÖZÜMSEMİŞ BİRİYDİ

POLİTİK ADAM: Tasavvufla uğraşması?

Masum Türker -Tasavvufla uğraşabilmek için önce İslamiyet'i bilmen lazım.

POLİTİK ADAM: Hani bir gönül bağıyla ilgili Tasavvufla ilgili bir gelenek yok.

Masum Türker -Tasavvuf edebiyatını, tasavvufu çok iyi özümsemiş, parlamentoda olmadığı tarihlerde, toplantılarda tasavvuf konuşurdu. Soru sorarlardı. Soru soran kim biliyor musunuz, Burhan Kuzu, Davutoğlu, birkaç daha akademisyen, orada baya sorulan sorulara Ecevit rahatlıkla cevap verirdi.

KAVAKÇI İÇİN HADDİNİ BİLDİRİN SÖZÜ BAŞÖRTÜSÜNE DEĞİL ABD VATANTAŞLIĞINA

POLİTİK ADAM: Şimdi bu bir hassasiyet, ben 28 Şubat döneminde, merhum Ecevit'i ziyaret ettim, o hoşgörü iklimi içinde, hatta ona en büyük önerim, camilerde imam ve hatiplerin kullandığı siyah cübbeleri beyaza döndürmesiydi, sağ olsun isteğimizi yerine getirdi. Ama şimdi bana mesajlarda geliyor, diyor ki siz dediniz ki İslamcılara sahip çıktığımız için hükümet gitti, damdan düştünüz. Ama o tarihte Bülent Ecevit'te Merve Kavakçı'ya

Masum Türker -Bakın o mevzuyu herkes yanlış anladı. Bülent Ecevit saat 11'de Grup Toplantısı yaptı. Saat 2'de yemin edeceğimiz gün, dedi ki bu hanımefendi seçimi kazanmış, yapacak bir şey yok. Arkadaşlar anlaşmışlar, anlaşmışlar dediğim kişiler, Recai Kutan, Abdullah Gül, Salih Kapusuz, sonradan öğrendim birisi daha varmış, bu işte o da rol oynamıştı.

POLİTİK ADAM: Kimler anlaşıyor?

Masum Türker -Refah partililer, diyorlar ki bu kazandı, beklemiyorduk ama yapacak bir şeyde yok. Gidip Ecevit'le konuşalım. Yemin etsin ona görev verelim, Genel Sekreter yardımcılığı, Anadolu'ya gitsin, bir süre meclise gelmesin. Ecevit'e anlatıyorlar.

POLİTİK ADAM: Makul'mü görmüş Bülent Ecevit?

Masum Türker -Tabi, yapabilirsiniz demiş ama bir şartla demiş, CHP meclise giremedi ya, bağırıyorlar, seçimi yenileyin, bu adaletsizliktir, DSP bu kadar oyu Abdullah Öcalan'ı yakaladı diye yaptı diye falan. O arada arkadaşımla bir yere gidiyoruz, dedim seçimi yenileyin, bu seçilenler usulsüzdür. Böyle yaptı, aslanım kazanmışlar ama

POLİTİK ADAM: O da ayrı bir nokta %23 oy Ecevit'in Öcalan'ı yakaladıktan sonra beklenmeyen bir oy.

-Hayır, %15'i vardı zaten. 1995 seçiminde Sol'un 1.partisi olmuştu. Sonra yavaş yavaş arttı. Öcalan yakalandı diye olmadı ki, bana milletvekili teklif ettiği tarihte azınlık hükümeti daha kurmamıştı. Ecevit hazırlığını yapıyordu. Şimdi mesela çalışıyorlar ya, Cumhurbaşkanı adayı kimin olacağından çok milletvekili adayları kim olacak ki parlamenter sistem güçlensin.

O ADAM VERMEZ Kİ İMAMOĞLU'NA

POLİTİK ADAM: Yani herkes Cumhurbaşkanı adayına kitlendi.

Masum Türker -İktidar zorluyor, kavga çıkarabilir miyim, ama bilinçsiz zorluyor, çünkü bunu zorlayanlar siyasetçi değil. İmamoğlu ile Yavaş, aday olmazlar, olamazlar, oldukları gün, seçime 2 ay kala bu sadece Cumhurbaşkanı seçimi değil ki, milletvekili seçimi de var, o 2 yerinde Belediye Başkanı Ak Partili seçilir. Çoğunluk Ak Partide mecliste.

POLİTİK ADAM: Belediye gücünü, lojistik gücünü kaybeder.

Masum Türker -Gücünü değil, başka bir yere tamah etmiş olur, güçle ilgili değil. Hep böyle yorumluyorlar, gazeteciler benimle tartışırken, siz siyaset yapmadığınız için bilmiyorsunuz, siyaseten şu anda İstanbul'da, Çekmeköy'e Başkan olmayı hayal eden, İmamoğlu kalırsa bu gidişle giderse, ben olabilirim diyor. Bu adam vermez ki İmamoğlu'na, Siyasetin gerçeğini bilmeden konuşulduğu için

POLİTİK ADAM: İmamoğlu'nun da aday olup olmama elinde değil onu oraya kim iterse,

Masum Türker -Hayır, kim itmiş, onun çevresinden birisini ben görmedim, arıyorlar beni hatta teşekkür ediyorlar konuşmalarımdan dolayı, önce beni CHP karşıtı zannettiler. Halbuki ben o rezerv hikayesini 2018'de anlatmışım. Benim anlattığım hikayeyi İlhan Kesici, CHP adına yaptığı eleştiride kullanıyor. Eleştirilecek tarafı var ama kimse eleştirmek için kafa yormuyor.

POLİTİK ADAM: Ekonomi konusuna gireceğiz de bu Merve Kavakçı konusu

Masum Türker -Yemin edecek denildi, gece getireceklerdi, saat 12'ye doğru İçişleri Bakanlığı ya da Dışişleri Bakanlığı, Merve Kavakçı'yı 24 Şubat'ta aday gösteriyor. 5-6 Mart tarihinde ben Türk vatandaşlığından çıkmak istiyorum diye başvurmuş.

ECEVİT; “BURASII DEVLETE MEYDAN OKUMA YERİ DEĞİLDİR” SÖZÜNÜ ABD VATANDAŞLIĞI İÇİN SÖYLEDİ

POLİTİK ADAM: Milletvekili adayı, YSK'ya başvurduktan sonra

Masum Türker -Sonra milletvekilliğinden atılmış ve gitmiş Amerika'da yemin etmiş ve Amerika vatandaşı olmuş, şimdi bu bilgi o zaman bürokratlar tarafından bize getirdikleri gibi el altında aynı anda da rahmetli Erbakan'a gidiyor. Onun Türk vatandaşlığından çıktıktan sonra söylediği laf, zaten nasıl başlıyor, biz kimsenin kılık kıyafetine karışmayız. Ancak bu hanıma burası devlete meydan okuma yeri değildir

POLİTİK ADAM: Yani bu meydan okumayı baş örtüsüyle değil, Amerikan vatandaşı..

Masum Türker -Amerikan vatandaşı olmuşsun gelmiş Türk Meclisine,

POLİTİK ADAM: Neden mecliste söylemediniz?

Masum Türker -Söyledik, bakın, meydan okunacak yer değildir diyor, daha fazlasını söyleyemez çünkü vatandaşlıktan çıkarılması sonraki günlerde olacak. Yani o anda gelen tepki de yanlış olabilir, sabote etmek için.

KAVAKÇI İÇİN ECEVİT'E BİLGİ VERDİLER

POLİTİK ADAM: Peki Necmettin Erbakan'la görüştü mü o arada Sayın Ecevit?

Masum Türker-Ecevit görüşmedi. Necmettin Erbakan'a haberi gönderenler bu iş olmayacak, olmayacaksa o zaman siyasi bir olay olsun diye, Necmettin Erbakan hayattayken söyleyenlerin hepsi, Erbakan vefat etti, yok canım deyip, topu şeye attılar. Halbuki alakası yok. Tam tersine bunlar hanımefendiyle, yemin etmesini, bir süre gelmeyecek meclise, Genel Sekreter yardımcısı yapacaklar, Anadolu'yu gezecek.

POLİTİK ADAM: Sayın Ecevit'e böyle bir teminat verdiler yani?

Masum Türker -Tabi vermişler o zaman. Abdullah Gül'e de haksızlık yaptılar o zaman, Abdullah Gül'ün Orada yaptığı bir şey yok ki...

DSP'YE OYANAN OYUN HÜKÜMET DE OYNANIYOR

POLİTİK ADAM: Hatta Abdullah Gül'ün başörtüyü annelerimiz gibi niye örtmüyorsun gibi tenkiti var.

Masum Türker -Abdullah Gül ile Salih Kapusuz yine bu işin içindeler çünkü bizim Hüsamettin beyle konuştular, Kayserililer ya, bize de söyledi, kazanmış yapacak bir şey yok. Ben bunu siyasette genel başkanlığa kadar geldikten sonra anladım, bunu neden yaptılar, DSP'nin halka özlemlerine dayalı olan hani inançlara saygılı, laiklik, mazlumun yanında yer alma, yoksulun yanında yer alma hikayesini sıfıra indirmek için. Ve bu iş bizim ilerde hani Abdullah Öcalan yakalandı diye bir prim yaptık ya. Bunu yapanlar şimdi aynı şeyi bugünkü hükümet içinde söylüyor. Diyorum ki ben damdan düştüm. Bize oynanan aynı oyunlar şimdiki hükümete de oynanıyor.

POLİTİK ADAM: Bu hükümete nasıl oynanıyor bu, ekonomik bakımdan mı?

Masum Türker -Her bakımdan

POLİTİK ADAM: Neye dikkat etmeli?

Masum Türker -Önce ekonomide yanlış karar alınmamalı, mesela Cumhurbaşkanına şunu söylüyorum,

POLİTİK ADAM: Ekonomiye geçelim mi?

Masum Türker -Merve Kavakçı'yı anlatabildim mi?

POLİTİK ADAM: Sayın rahmetli Bülent Ecevit, Süleyman Demirel ile telefon ile görüşüyor mu?

Masum Türker -Hayır.

POLİTİK ADAM: Herkes diyor ki Demirel istedi bu konuşmayı.

Masum Türker -Hayır, hiç öyle bir şey yok.

ÖCALAN'I “DSP PROGRAMINDA İDAM YOK DİYE VERDİLER”

POLİTİK ADAM: Başörtüsüyle ilgili bir şey yok yani Amerikan vatandaşı olması nedeniyle,

Masum Türker -Ayağa kalkan arkadaşların kalkma sebebi Meclise gelişinin saat 12.00 olmasıdır. Bakın burada kim ne derse desin Türkiye'de biz bir şey yaparken her şey dizayn edilir, neden Abdullah Öcalan bize teslim edildi biliyor musunuz? Ne olursa olsun parti programında asla idam olmayacak.

POLİTİK ADAM: Garanti gördüler yani?

Masum Türker -Tabi, Ecevit idam olmaması ile ilgili, Deniz Gezmiş'in idam edildiğinden beri var. İdam cezasının yanlış olduğu görülürse yerine koymak mümkün olmaz derdi.

ECEVİT'İN ÖCALAN İLE YAPTIĞI PRİMİ, MERVE KAVAKÇI İLE GERİ ALDILAR.

POLİTİK ADAM: Peki bu son sorum buradaki, Abdullah Öcalan'ı aldı, Fetullah Gülen'i Amerika'ya teslim etti. Amerika'ya kaçırdı.

Masum Türker -Hayır, hiç alakası yok. Nasıl kaçıracak. Bir kere herkes bir şeyi unutuyor. Fetullah Gülen'in Zaman gazetesi var mıydı, vardı. Televizyonu var mıydı vardı, dergileri vardı. İlk çıkarttıkları dergi Sızıntı'dır. İsmail Kahraman benim arkadaşımdır. Kültür bakanı oldu, … dergisi çıktığından beri 300 tane abonesi vardı, mahallelere giderdi. O 300 taneyi kestiler yerine Sızıntı dergisine abone yaptılar. Bülent Ecevit'mi yaptı? RefahYol dönemi. İsmail kahraman bunu bilerek yaptı diye onu tenkit etmek için söylemiyorum. Çevremizde bu işi yapan insanlar var, kimin kim olduğunu bilmiyoruz. Ortaya çıktığında herkes farkına vardı. Şimdi buradaki olay şu, aslında Fetullah Gülen, yaptığı okullardan dolayı, yurtdışına gittiğinizde bakan diyor ki hadi çocukları bu okullarda okutun, Atatürk köşesi var, şu var bu var. Ben nasıl yazardım, 4-5 milletvekili giderdik, ben Atatürk'ün hakim olduğu böyle bir yeri görmekten mutlu oldum derdim. Benim o dediğim hiçbir yerde kullanılmazdı. Ben bunun ileride aleyhimde kullanılacağını bildiğim için böyle yapardım. Buradaki ilk şey şu, Ecevit'in Öcalan ile yaptığı primi, Merve Kavakçı ile geri aldılar. Türbanlılara olan yaklaşımı, bakışı ve Salih Kapusuz ve Abdullah Gül'e evet demesi, yani artık bu türban meselesini çözelim, Türkiye'nin zaten bir kadersizliği var. Türban ilk defa nerede kullanıldı biliyor musunuz? 1950'li yıllarda, nasıl kullanıldı hani çarşaf giyilmesi yasaklandı ya, çapul takılıyordu çarşaf niyetine, o tarihlerde beyaz Ruslar, kaçıyorlar çardan ya da Lenin'den. Gemide bitleniyorlar, bitlenince saçlarını sıfır numara kesiyorlar. İstanbul'a vardıkları zaman aynen türban takıyordu. Bu sefer bu türban takanlara gavur dediler. Bizde herkes tarihi bilmiyor, geçmişle ilgilenmiyor. Sonra geldik, türbanı farklı değerlendirmeye, bu kullanıldığı zaman yavaş yavaş peçeyi kaldırdılar. O tarihin bütün fotoğraflarına bakın, tüm kadınlar, hiçbirinde türban yok ama bilmeden, yanlış yaparak

POLİTİK ADAM: Fetullah Gülen konusunda veya okulları konusunda, merhum Bülent Ecevit'in hassasiyetini biliyoruz.

Masum Türker -Hassasiyeti değil, bakın gittiği zaman övdü onları, her giden övdü, Demirel övdü, Tansu Çiller övdü, onlar Fetullahçı oldular demek değil ki.

POLİTİK ADAM: Bülent Ecevit bu örgüt tarafından aldatılmış olabilir mi? Hani herkes koruma ve kollama görevi yaptığını itham ediyor ya?

MERVE KAVAKÇI DOSYASI YOK EDİLMİŞ

Masum Türker -Hayır, hiç böyle bir şey yok.

POLİTİK ADAM: Aldanmış olabilir mi?

Masum Türker -Fetullah Gülen hikayesi, 2019 seçimlerine giderken CHP'nin tam sayfa verdiği bir ilanda, ….. Robert Koleji mezunu ve Sağlık Bakanlığında da danışman olarak çalışmış, İnsanlar Cuma günü namaza gitmek için yalan söylüyorlar, o nedenle Cuma günleri mesai saatlerini değiştirelim dedi. Onu bizim aleyhimizde kullandılar. O zaman barajın altında kaldılar, sebebi sempatizan oylarıdır. CHP o zaman hükümetlere girmedi ya, halk o kadar güzel değerlendiriyor ki, bizim halkımız cahil falan değil. Şimdi bu nedenle ortaya çıkan, bakın bir partide hiçbir zaman 2. adam çıkmaz. CHP'de İsmet Paşa'dan sonra Ecevit çıktı, bunu görmek lazım, bunu yok etmek lazım, bu bir cezadır. Nerede var bu biliyor musunuz, Roma'da var, hafızadan silme cezası. O bürokratlar, siz bugüne kadar dinlememişsiniz Merve Kavakçı hikayesini milletvekili seçildiğinde, açsınlar baksınlar, hükümet o dosya yok edilmiş ama

POLİTİK ADAM: Hangi dosya?

Masum Türker -Vatandaşlıktan çıkarılma dosyası. Esas bilgiler orada ama o dosya bende ve 5-6 arkadaşta daha var. Bir şey olursa diye.

POLİTİK ADAM: Ne var o dosyada?

Masum Türker -Başvuru tarihleri falan, şimdi bu Merve Kavakçı kötü müdür, hayır onu yönlendiren bir mekanizma vardı.

İKİNCİ BÖLÜM

POLİTİK ADAM: Ekonomiden sorumlu Eski devlet bakanı Dr Masum Türker Türk siyasetine ilişkin bilinmeyenleri anlattı. Reklam arasında mesajlar gelmiş Hatta zatıalinizin Esnaf Sanatkarlar ile ilgili çalışmasını Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği Onursal Başkanı Erol Korkut diyor ki ki bizim oralarda çok Suat Yalkın da beraber çalıştı. Esnafın derdini bilir. Yani diyor ki, esnafın ekonomisine sayın bakanım değinirse yüreğimize su serpmiş olur.

Masum Türker - Bağımlı çalıştığım yer bir esnaf kooperatifidir. doktora yaparken de final derisindeki ad hazırladığım papellardan birisi de esnaf kredisidir. Halen bir kooperatifde üyeleğim devam ediyor.

KEMAL DERVİŞ SİSTEMİ DEVRNEYE SOKMADI

POLİTİK ADAM: Siyasetle ilgili söyleyeceğimiz var mı, ekonomiye geçelim mi?

Masum Türker -Benim siyasetle ilgili söyleyeceğim şu. Benim size az evvel anlattıklarım aslında şudur, insanların yanlış bildiği Eceviti'i, hafızadan silme amaçlı, savunanı yok. Böyle atıp tutarlar bazen televizyonda bilmeden ya da ben sizinle program yaparken, birisi varsa programda rahmetliye iftira atılsa, ekonomiyi batıran adam, aslında ekonomiyi alıp, bataktan çıkaran adam.

POLİTİK ADAM: Batıran kim?

Masum Türker -Sistemi hemen devreye sokmayan Kemal Derviş, Niye sokmadı? Ecevit hemen konuşmuş, neden müdahale etmedin, 6 satırlık bir talimat vardı, işte esnafı, dar gelirliyi, yoksulu, hakları var ya, şimdi neden benden bunu istedi, biz o kanunları meşru eden Derviş kanunları denen kanunlar, daha önce hazırlanmış kanunlar. Bir tane hariç, iş güvencesi, iş güvencesi Ecevit'in hayaliydi, 2 hayali vardı, biri işsizlik sigortası biri iş güvencesi. İş güvencesini de hakikaten, beraber oldukları için Yaşar Okuyan talebini yerine getirip oraya koyunca Derviş kanunları arasına girdi. Bu kanun yüzünden kavga ettiler, partiden ayrıldı hatta kapanış konuşmasını ben almıştım, daha bakan değildim. Dediler ki Yaşar Okuyan bağımsız milletvekili daha önce hiç konuşma yapmadı bu konuda, ben daha evvel konuşmuştum çünkü Derviş'in yasalarını birisi merak ediyorsa Türkiye'de, Türkiye'yi, yoksulluktan, bilgisizlikten kurtarmak için, o yasaları tek tek alsınlar, meclise ne zaman gelmişler, komisyonlar hangi tarihte görüşmüş baksınlar. Bir tek Derviş geldiği tarihte Merkez Bankasına daha evvel göndermişlerdi. Görüşmesi o tarihe denk geldi, hatta masada Derviş oturmadı yerine hükümet adına …. Oturdu ve ben mesela muhalefet ettim. Yani halen Merkez Bankasında o çarpıklık var, biz yalnız fiyat istikrarına endekslenemeyiz. Hiçbir ülkenin ekonomik birimleri o ülkedeki işsizlikle, o ülkedeki yatırımlarla, o ülkedeki bazı şeylerle ilgisiz olamaz. Özerklik dedikleri o değil dedim ve plan bütçede muhalefet ettim ama bana dediler ki aşağıda sen savunacaksın dediler. Yani Genel Kurulda, Genel Kurula başlarken aynı şeyi söyledim, bazı şeyleri bu işle gerçekten ilgilenenler görebilir. Yani mesela Sayın Cumhurbaşkanımıza her kim söylemişse, kızmasın, faiz enflasyon nedeni değildir. Enflasyon faizin nedenidir. Nitekim bugün ne yaptı Fed, faizi 25 puandan 50 puana çıkardı. Kendi parasının değerini korumak için, parası değer kaybetmeye başladı,

POLİTİK ADAM: Bu Fed kararı bizim ekonomimizi etkiler mi?

Masum Türker -Etkiler, piyasalar ona göre ayarlayacak, sen istediğin kadar faizle oyna, dolara kayacaklar. Türkiye'ye yatırımcı gelmeyecek.

POLİTİK ADAM: Dolar fazla verdi dediniz, şimdi şöyle bir nokta var, Sayın hazine Bakanı, Maliye Bakanı diyor ki, bu kur korumalı mevduat hesapları 557 milyar liraya ulaşmış,

Masum Türker -Ne olacak ulaştıysa?

POLİTİK ADAM: Bunun %56'sı da dövizden karşılandı diyor. Bunu bir başarı olarak mı anlatmak lazım?

Masum Türker -Bunun içinde ne kadarı devlete aittir ona bakmak lazım. Devlet kurumları, Hava Yolları diğer kurumlar, insanlara fazla faiz verirseniz, insanlar gelir ama bu çözüm değildir. Aslında orada dövizin kayma nedeni, Türkiye'nin geçmiş soygununun devam ettirilememesinden kaynaklı ben bunu televizyonda o rezerv konuşulurken söyledim.

POLİTİK ADAM: Soygun derken?

Masum Türker -Soyuldu Türkiye, 2004-2018 yılları arasında baya soyuldu. Nasıl soyuldu bakın anlatayım bakın bizi dinleyenler görsün.

POLİTİK ADAM: Mevcut Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakan olduğu dönem,

Masum Türker -O farkında değil ki. Anlatayım size hatta bu soygun nedeniyle aniden dolar 18 liraya çıktı. Şimdi siz yurtdışında yabancısınız. Siz fona 1 milyon dolar yatırmışsınız. 1 milyon dolarınız geliyor Türkiye'ye yatırım yapılacak. 1 milyon dolar gelmiş Türkiye'ye, zaten ayarlanmış o gün 18 liraya çıkmış. 8 liradan bozuyorsunuz siz. 1 milyon dolara karşılık, 8 milyon Türk lirası, dolar fazlası var diye, talep yok diye doların kur değeri 6 buçuk liraya iniyor. 6 buçuk liraya inerken fonunuzu yöneten foncular, efektif olmayan 1 milyon dolarınızı satın alıyor piyasadan. Ama bir döviz hareketi olmadığı için hissedilmiyor hani dövizi yükseltmiyor falan ama ne zaman alımlar başlayınca yavaş yavaş dövizi yükseltmeye başlıyor. Nereye yükseltiyorlar, 8 buçuk liraya. 8 buçuk liraya geldiği gün bu sefer beni buluyorlar, benden bir milyon alıyorlar fona, benim 1 milyonu doları getirirken bozduruyorlar ve aynı anda sizin 1 milyon dolarınız çıkıyor. Dolayısıyla Türk ekonomisi hissetmiyor bunu.

POLİTİK ADAM: Bir Ali Cengiz oyunu mu?

Masum Türker -Ali Cengiz oyunu değil bu, hayır öyle değerlendirmeyin, bu bir teknik, bunu yapıyorlar, peki bu nereden öğrendiler, Zekeriya Temizel'den öğrendiler. Zekeriya Temizel çok büyük bir iş yaptı. 2001'de yaşadığımız krizi biz 1998'de yaşayacaktık. Nereden buldun yasası çıkarttı ya, dedi ki, sizin servet beyanı korkusuyla göstermediğiniz serveti, yurtdışındaki serveti getirin, sizden hiç vergi almayacağız, hesap ta sormayacağız. O para 6 milyar dolar. O tarihte kriz dolayısıyla çıkan para 7 milyar dolar. Bu çıkınca 6-7 milyar dolar hikayesi, Türkiye hissetmedi krizi, dünya krizini, hani Rusya krizi, Uzak Doğu krizi falan dediler ya, hissetmedi. Bunu inceleyenler, bunu gördüler, foncular, 2003 yılından sonra bunu uygulamaya başladılar. Ve Türkiye'nin soyulduğu yer burasıdır işte İlhan Kesici'nin konuşması budur. Benim de anlatımım ta 1998'de.

POLİTİK ADAM: Cumhurbaşkanının bir aldatılma olayı daha.

Masum Türker -Aldatılma olayı değil, hiç kimse aldatıldığını düşünmesin,

POLİTİK ADAM: Soyulma diyorsunuz ya, soyulma deyince bu milletin cebindeki para soyuluyor.

Masum Türker -Adamlar Türkiye'deki her şeye bedava sahip oldular. Bu sizin 1 milyon dolarınızı geri götürürken Türkiye'nin 1 buçuk milyon doları satın aldılar.

POLİTİK ADAM: Hava parası gibi bir şey mi?

Masum Türker -Hayır, 1 buçuk milyonunuz kalıyor siz onunla ne alıyorsanız bedava almış oluyorsunuz. Hiçbir yabancı Türkiye'de yaptığı yatırımın parasını geri götürmeden yatırım yapmaz. Ben bunların hepsini inceledim. Bugünlerde yurtdışından gelip gayrimenkul almıyor olur mu ya, şimdi artık almazda artık, niye almaz, Rusların oligarklarının mallarına el konunca herkes korkar başka ülkeye yatırım yapmaz artık. Bunları görmek lazım.

POLİTİK ADAM: Avrupa onun bir yolunu açtı.

Masum Türker -Avrupa değil, dünya böyle, Amerika açıyor, Amerika Humeyni ihtilali olunca, Humeyni'yi bahane edip paraya el koymadı mı? Koydu, paranın bir kısmını da şah ailesine kullandırdı.

POLİTİK ADAM: Ama hala bir kısmı duruyor.

Masum Türker -Bizim Türkiye 1930'da, kriz yaşadı, para basıldı. Para lazım, basarız dedi Osmanlı Bankasının Türkiye müdürü, akşam İngiltere'de merkez, konuştular, hayır vermeyeceğiz dediler. Hayır deyince, Atatürk'e gidiyorlar. Atatürk kızıyor, biz Cumhuriyeti kurarken, Osmanlı'dan devraldığımız, hani dışarıya verilmiş ya, gerek yok, çalışma yapıp kendi Merkez Bankamızı kurarız. İtalyalı akademisyenler, uzmanlar falan raporlar hazırlıyor ve tam kurulacakken problem çıkıyor ortaya, paramız yok. Bir Merkez Bankasını kurmak için, rezerv lazım. Ne yapalım, o zaman bir firma geliyor, diyor ki siz bize Tibin tekelini verin biz size 100 milyon paund bulacağız. Biz Tibin tekelini 1965'li yıllara kadar o şekilde, o tekel sayesinde aldığımız 100 milyon paund'u ödedik. Ama o tarihte devleti yönetenler diyorlar ki bu 1. Dünya savaşının asıl çıkma nedeni Paund ve dolar kavgasıdır.1. dünya savaşı çıkarken para birimi dolara dönüşmüş oldu. Bu paund devamlı değer kaybediyor eğer parayı paund tutarsan. Ama doların da paundun da dayandığı para altın. Sonuçta altın alıyorsun. O altını Merkez Bankasına satıyoruz, bir ithalat yaparken paramız var.

POLİTİK ADAM: Halen geçerli mi?

Masum Türker -Geri çektik, onu anlatıyorum. Şimdi bu işlem yapılırken o altınlar bizim, rezervimiz var ama bizim değil borcumuz var. Ama borcu 60'lı yılların ortalarında tamamen kapattık. İsmet Paşa'dan ok alıyorlar ama başımıza teyakkuz olayı çıkıyor. Ne zaman taşımaya başlıyoruz, bugünkü hükümetin hiç haberi olmadan 2015'de,niye 2015 yılında yapıyoruz, altınlar taşınırken, a bankası ile anlaşıyoruz. A bankası altınları taşırken, bu taşımayı yapan kadroyu Merkez Bankası tanımıyor. Merkez Bankasına transfer ediyor, son partiyi 2018 yılının Ocak ayında yapıyor. Ben 18 yıldır İstanbul Üniversitesindeyim. Öğrencilerden bir derse gelmiyor, sen 50 yaşında bankacısın bende eski bakanım, seni geçireceğimi mi zannediyorsun derse gelmiyorsun, 3 ders daha gelmezsen seni sınava almayacağım. Hocam 1 hafta sonra, tamam bir hafta sonra gel. Dedim sen niye gelmedin. Hocam dedi altınları taşıdık. Halkbank Genel Müdürünün tutuklanma nedeni bu operasyonu en iyi bilen olduğu için. Bunu hemen farkına vardı yabancılar, papazları verin dediler ya. Cumhurbaşkanı bu sefer konuşmayı yaparken, eskiden altın rezervleri var derken, bu sefer dünya 5'den büyüktür diye başladı ya, ya bu adam niye böyle yapıyor dediler. Ağustos ayında herkes diyor ki damat neden bakan oldu, damat dışında başkası bakan olsaydı, direneceklerdi ve o bakanlığı sıfırlatacaklardı, aynı tezgaha devam edecekti.

POLİTİK ADAM: Bu kimin aklı? Devlet aklı mı?

Masum Türker -Hayır, borcumuz bitti, 1965'de başlamış. Biz borcumuzu ödedik, paramızın orada kalmasına gerek yok. Operasyon yok, operasyon yapsaydık, getiremezdik.

POLİTİK ADAM: İran ile yapılan bir anlaşmada

Masum Türker -Altın taşıma işi başlıyor, taşırken bunlar ustalaşıyor, ustalaşınca bizim altını da araya katıyorlar. Karar var o tarihte.

POLİTİK ADAM: Yani diyorsunuz ki, Tayyip bey bu altını tamamen taşıttıktan sonra,

Masum Türker -Hayır, onun haberi yok, onun konuşmalarına engel koymadı kimse, şuan 740 ton altınımız var. Çünkü Türkiye'de altın çıkaran şirketler, eskiden %5'di sonra, Bergama'yı ele geçirince nasıl yaptılarsa kanunla o %5'i 2 buçuğa düşürdüler. 100 kilo çıkan altının 2 buçuğu devlete geliyor.

POLİTİK ADAM: Kanun değişemez mi?

Masum Türker -Değişti işte 5'di, 2 buçuğa düştü.

POLİTİK ADAM: Hayır, şimdi değiştiremez mi?

Masum Türker -Değiştiremez, engeller var. 2 buçukla 700 tona getirmiş, daha ne istiyorsun. Altın rezervi 740 tona çıkmış bunu da Merkez Bankası başkanı açıklama yaparken bizim şu kadar altınımız var dedi.

POLİTİK ADAM: Şimdi, bizi izleyen izleyicilerimiz için 740 ton altının olması büyük bir güç mü, bir moral mi? Yani ekonomi battı, bitti,

Masum Türker -Hiçbir ekonomi batmaz, soygun olur o kadar. Soygunu da bizimkiler yanlış anlatırlar. Soygun Türk lirası üzerinden olur, Türkiye'de kalır o para. Hani diyorlar ya dolar bitti, hayır devletin borcu dolar cinsinden, dolar artmıyor ki. Doların miktarı artmıyor faiz dışında.

POLİTİK ADAM: Türk lirası karşılık değeri artıyor.

Masum Türker -O ayrı, şuan da mesela devlet, niye yardım ediyor, nereden ediyor, çünkü bir ülkede döviz kuru artarsa bir tek kim kar eder biliyor musunuz? Merkez Bankası.

POLİTİK ADAM: Şimdi sevgili bakanım net bizim mi tamamı, yerli mi?

Masum Türker -Tabi, tamamı, nedeni Cumhuriyet döneminde kurulmuş. Bir de Ziraat Bankası öyle.

POLİTİK ADAM: Hani diyorlar ya, bilmem ne hissesi Yahudilerde,

Masum Türker -Hayır, yalan, Merkez Bankasının sitesine girsinler, sermaye dağılımına baksınlar, o sermayenin bir kısmı bankalarındır o kadar.

POLİTİK ADAM: Ufak tefek hissedarlar da var ama onlara kar payı dağıtmıyorlar.

Masum Türker -Kar payı dağıtsalar ne olacak? Burada kar payı önemli değil, Merkez Bankası niye kar ediyor? Berat bey gelince…

POLİTİK ADAM: Doğru bir karar diyor musunuz, damadının gelmesi?

Masum Türker -O zaman doğruydu. O döneme göre o zarar vermedi, bir tek eksiği, ekonomiyi enerjide olduğu gibi düşünmek. Ekonomide dengesizlik vardı. Davranış ekonomisi vardı.

POLİTİK ADAM: Ona adapte olamadı.

Masum Türker -Olamadı değil, onun samimi konuştuklarını başkaları başka gösterdi. Ama bir iş var mesela ne yaptı, o zaman ben açık mektup yazdım ya yayınla ya ver ve ertesi gün dediğimi yaptılar. Merkez Bankası tek başına çözüm değildir, BBDK ile beraber çözerler. Yasal cezai bedel ile bankayı kapatma kararını Merkez Bankası vermez. Merkez Bankası bir tek hesapları kapatır. Ama bizim Türkiye'de öyle bir şey yapıldı ki ne zaman BBDK millileşti, bir daha devreye sokmadılar. Eskiden BBDK'da şuanda Dünya Bankasında çalışanlar vardı. Yine Türk'ti ama Dünya Bankasında şu anda görevde, başkan yardımcısı falan. Şimdi bakın bunlar niye böyle oluyor, bir kere kimse eskiye başvurmuyor, kimse eskiyi konuşmuyor, mesela ben bu altın meselesini siz anlatın dediniz anlattım. Demokrasi adına hiçbir Allahın kulu gelip benimle bu nasıl diye benimle konuşmadı. Nedir hikayesi diye konuşmadı. Kendi içlerinde, biraz daha sol kanat, ben Türkiye Mali Müşavirlerinde seçime giriyorum ya, orada beni hemen Ak Partili yaptılar, bakan olacak falan, o nedenle Ak Partililerin yanlış açıklama yapmasına neden oldu. Herkes bir şey yazdı, hazırladı, sonra bana televizyonda sordular, o zaman tek Ulusal Tv'de çıkıyordum. Ne diyorsun, Cumhurbaşkanına yanlış bilgi verilmiş.

POLİTİK ADAM: Affınıza sığınarak, DSP Eski Genel Başkanı, Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı, mevcut iktidara bir tahkimat için bunları anlatın.

Masum Türker -Nasıl anlatayım, ben davet edilmeden nereye gideyim? Gittiğin zaman o partiye geçmiş oluyorsun.

POLİTİK ADAM: Hatta dediler ki, Masum Türker beye bakanlık teklif edilse kabul etmez misiniz?

Masum Türker -Onu yazanların hepsi bana Mali Müşavirler Birliğinde karşıt olarak, bir zamanlar beraber yürüdüğüm arkadaşlarımdır. Sonra onlar başladılar Ak partiyi gezmeye çünkü niye..

POLİTİK ADAM: Ama şöyle bir şey var mı? Siz diyorsunuz ki bazı ekonomi bakanları, bürokratlar, ekonominin gidişatı ile ilgili haklı oldukları, uyguladıkları projeyi bile anlatamazken, devlet eski bakanı Masum Türker, çıkıyor bir sorumlu şeyi izah ediyor.

Masum Türker -Daha önce anlatmıştım.

POLİTİK ADAM: Hayır bu bakanların üzerinden…

Masum Türker -Ama öyle bakılmadı, bakan olacak diye herkes aldattı, alakası yok ya şimdi bakın bir insan teklif almadıkça, ülke zor durumdaysa

POLİTİK ADAM: Ya şimdi diyecekler ki Sayın bakan teklif bekliyor.

Masum Türker -Hayır, efendim öyle bir şey yok. Ben şuan Demokratik Sol Parti'nin normal bir üyesiyim. Ben siyasetin aktif siyasetinden çekildim. Benim delege seçenler hala kurultay başkanlığı yapıyorlar, arkadaşlarım, zaten siyaseti bırakırken şu açıklamayı yaptım. Darbe olacak, darbe önlenecek, Tayyip Erdoğan güçlenecek. Tayyip beyin istediğini veriniz, ne istiyordu, partili Cumhurbaşkanlığı. Yani bazı şeyleri çok iyi görmek lazım mesela Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye'ye ne zaman geldi biliyor musunuz? 1960 yılında, bizim 82 Anayasasını hazırlayan Aldıkaçtı, o tarihteki Doçentlik tezini, ben sizi tenzih ederim, o Doçentlik tezi nerede var biliyor musunuz? … Aldıkaçtı bunu söyleyince ve 12 Eylül'de de Devlet Başkanlığı sistemi iflas edince yani şimdiki Cumhurbaşkanlığı,

POLİTİK ADAM: Kenan Evren'in orada demeçleri var.

Masum Türker -Ama Kenan Evren'den kaynaklı değil. Orhan Aldıkaçtı'nın o tezini yazdığı kaynaklar Fransızlar. Bu arada aynı kürsüde rahmetli Kuzu'da çalışıyor. Kuzu çalışırken bunu dile getirmeye başladı. Özal'a getirdiler, Özal'da seçildikten sonra söylemeye başladı. Sonra bu işi Demirel'e getirdiler, Demirel yapmadı. Böyle bir şeyin gereksiz olduğunu söyledi.

POLİTİK ADAM: Ama Sayın Bakanım, 1970'de Milli Nizam Partisinin kuruluşunda vaatlerinden biri başkanlık sistemi.

Masum Türker -Tamam işte, Başkanlık sistemi 1960'da konuşulmaya başlanmış.

POLİTİK ADAM: Ama şimdi Başkanlık Sistemini değiştirmek istiyorlar, size göre?

Masum Türker -Doğru yapıyorlar. Yapamazlar ama doğru yapıyorlar. Sistemde eksik olana denetimi talep ediyorlar. Denetim yok.

POLİTİK ADAM: Yani Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, Cumhurbaşkanlığı modelinin islah edilmesi mi?

Masum Türker -Güçlendirilmiş kavramı yalnız muhalefet için değil, şu anda bizim milletvekillerimiz hiçbir görevlerini yapmıyorlar. Mecliste çıkıp konuşmuyorlar. Her kanunda konuşmaları gerekir o kanunla ilgili ki ilerde iktidar olduğu zaman yalnız kanunu yazan bürokratların dünya görüşü değil o gün sizin getirdiğiniz görüşte mahkemelerde delil olsun.

POLİTİK ADAM: Buna engel yok ki mecliste.

Masum Türker -Ama yapmıyorlar. Bizim zamanımızda da yapılmadı, şimdi de yapılmıyor.

POLİTİK ADAM: Sayın Meclis Başkanı bununla ilgili kanun teklifi veremiyor, kanunlaşma isteği ile ilgili…

Masum Türker -Cumhurbaşkanı izin vermeden bir şey yapamaz. Neden bir şey yapamaz, ne yaparsa yanlış anlaşılır. Bu işler kolay değildir. Ben yaptığımda dediler ki partiyi sağa kaydırdın. Ama ben bu yasayı hep savundum. Bu yasayı neden savundun.

POLİTİK ADAM: Hatta dediler ki Rusya gibi oligarklar gibi Türkiye'den para kaçıranları da,

Masum Türker -Para kaçıran yok, Türkiye'nin ihracat sektörü de halen değişmedi mesela, yaptığınız ihracatın gelen para resmi olarak yurtdışında kalabiliyor ve o para ile yeni yatırımlar yapabiliyorsunuz. Yani nerede yurtdışında para var, paranın bir kısmı burada bir kısmı yurtdışında, yani yurtdışında teminat yapılıyor.

POLİTİK ADAM: Gizli kasa mı?

Masum Türker -Gizli kasa değil canım, önce yalnız Amerikalılar satıyordu, Çakal Petro, sonra Ruslar, sonra bir yerde başka bir kanal buldular, Pkk dahil, hendek meselesi çıkınca, bakın bunların hepsini takip eden insanlar, bu nasıl böyle oluyor, oldu bittiye getiriliyor. Türkiye'deki adam asla hain değil, öyle beyni yıkanmış ki doğru yaptığını düşünüyor. Mesela bana sorsalar, şuan hiç kimse ya 128 milyar, belki 200 milyar paranın nereye gittiğini şimdi açıklayabilirim. Açıklamıyorum, bana ne, bunu arayıp bulsunlar. Bir yere kaçmamış o para,

POLİTİK ADAM: Yani devlet hazinesi soyulmamış.

Masum Türker -Öyle soygun olmaz, soygun bu dolar işinde olur. Türkiye'de yapıldı, yapılıyor. Onun için muhtemel adamlar bakan yapılmıyor. Yaptıkları zaman kıyamet koptu, doları fırlatırlar o zaman, hatırlasanıza.

POLİTİK ADAM: Muhtemel bakanlar oldu mu?

Masum Türker -Daha olmadı.

POLİTİK ADAM: Olacak mı?

Masum Türker -Yani bilmiyorum. Hangi adam nedir, ne değildir ama muhtemel adamlar vardır. Türkiye tarımla bu hale gelmedi. Yani Türkiye, bakın maziyi bilen açsın baksın. Biz yağ ihraç ediyoruz diye o tarihte yağımızın içine makine yağı koyup satın aldıkları yağı, dünyaya bizi rezil ettiler. İspanyollar ve İtalyanlar ki biz saf yağ satmıştık. Şimdi biz dışarıdan yağ alıyoruz. Biz dışarıdan buğday alır olduk. Şu anda bu yıl, ekonomi ile ilgili, gıda ile ilgili enflasyonla ilgili yapması gereken tek bir iş var. Bütün ekilebilir alanların ki Allah bize bu karı gönderdi, büyük bir avantajdır. Ekim yapılması ve bu ekim için gerekli olan gübreyi finanse etmek. Yani gerekirse gübreyi bedava dağıtsınlar. Hiç önemli değil.

POLİTİK ADAM: Eski Ziraat Bankası Genel Müdürünü getirdi Tarım Kredi'nin başına.

Masum Türker -Ama o şekilde değil. Geldi de ne yaptı?

POLİTİK ADAM: Bedava mı vermeli gübreyi devlet?

Masum Türker -Bedava vermeli devlet ya da ilk alış fiyatı ile vermeli. Şu anda kur farkı olan, finanse ederse ama bunu bu hükümete yaptırmazlar, o zaman bize de yaptılar. Ben o zaman karşı çıktım, bir konuşmada yaptım. Kızdılar bana, Avrupa Birliği desteklemiyor diye. Yapmayın, uyum yasaları getiriyorlar ya bize, Avrupa Birliğine uyum yasaları falan, yapmayın, Avrupa Birliğinde hükümet destekliyor bu insanları dedim. Dinlemediler, 1990 yılında. Malatya'da bir konuşma yaptım. İthalat yapılıyordu ya et. Eti ithal etmeyin, eti ithal ederseniz, tarım ürünleri pahalanır, çünkü tarım ürünlerinin ucuzlaması, hayvancılık varsa mümkündür, hayvancılıkta o yapılan tarım faaliyetindeki küspeyi, vesaireyi satın alınca, otomatikman bütün maliyetler, mazot maliyeti vs. bizim satın aldığımız domatese, salatalığa yüklenir.

POLİTİK ADAM: ekonomi can alıcı, çok hayati şeyler konuştuk. Şöyle diyelim izleyici için, ekonomi iyi yolda mı, endişe etmeliler mi, ne öneriyorsunuz, burada hükümete ev ödevi ve vatandaşa ev ödevi.

Masum Türker -Şimdi bakın, ekonomi iyi yolda değil. Neden değil, Türkiye'de döviz kurunun artışını kontrol edemiyoruz. İstedikleri kadar kur garantili falan desinler, bunlar nafiledir. Ama geçiş döneminde en azından oturun oturduğunuz yerde deniliyor, bu işin üç kağıdını yapanlar yani. Bu konuda Türkiye dövize endeksli olduğu sürece kaybetmeye mahkumdur.

POLİTİK ADAM: Öneriniz ne?

Masum Türker -Önerim şu, bir kere aldatıcı rakamlar söylenmesin. Bakın ben yaşıyorum, başlıyorlar, şu kadar un ihraç ediyoruz, ithal ettiğimiz buğdayın önemli bir miktarını Türkiye'de kullanıyoruz. Onu söylemiyor. Ben söyleyince hemen yazı yazıyor, şöyledir, böyledir, bunu yazanlar maziyi bilmediği için, o anki duruma göre konuşuyorlar, arkadaşlara bilgi veriyorlar. Hükümetin bunlara kanmaması lazım, hükümet olarak, işi Cumhurbaşkanı adına kollayan bir ekibin olması lazım yani bakanlar dışında bu işi takip etmesi lazım. Bu işi ortaya çıkartması lazım.

POLİTİK ADAM: Eğer yapmazlarsa?

Masum Türker -Yapmazlarsa biz içeride sürekli kur değişikliği şu anda yeni bir silahtır, hükümetleri zayıflatmak için. Bakın mesela Zelinski ne yaptı, konuştu, konuştu, ona 800 milyon dolar verecekti, ben okudum haberi, 800 milyon dolar para vermiyor ki şu kadar uçaksavar yani bize bir zamanlar süt tozunu sattıkları gibi.

POLİTİK ADAM: Size doyum olmaz nasıl geçti iki bölüm yaklaşık 80 dakika. Değerli izleyiciler, ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanımız Masum Türker beyle, bir Türkiye analiz yaptık. Hem ekonomi hem siyasette bilinmeyenlerle ilgili, bunu Youtube kanalında, Politik Adam Programında, Masum Türker açıklamalarını haber olarak izleyebilirsiniz. Gelecek hafta önemli konu başlıkları ve değerli konuklarımızla yine huzurlarınızda olma dileğindeyim.

Bakmadan Geçme