Yılmaz Değirmen Ağlayarak Anlattı

Onları depremin çilesinde ölümün kıskacında yoğurdu kader… Ölümün kenarından döndüler. Sevdiklerini toprağa verdiler…Evleri, dükkanları yıkıldı ancak umutları yıkıldı mı ? 6 Şubat'ta asrın felaketiyle karşı karşıya kalan Adıyaman Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile görüşen usta kalem Gazeteci-Yazar Fehmi Çalmuk Afetin Esnaflarını kaleme aldı. Neler yaşadılar, neler yaşıyorlar? Esnaf kredileri, devlet yardımları ne durumda ? Ağlayarak okuyup izleyeceğiniz Afetin Esnafları yazı dizisi ve videoları esnafhabertv.com ve youtube kanalında. Hatay'da yüzyılın afetini yaşayan esnaf, 'Afetin Esnafları' yazı dizisine konuştu.

Youtube Kanalı
Abone Ol

İskenderun'un 46 yıllık esnafı Hızarcılar ve Mobilyacılar Odası Başkanı Yılmaz Değirmen, 6 Şubat 2023 gecesi ve sonrası yaşananları Esnafhabertv.com'a anlattı.

Esnafhabertv.com: Sizi tanıyabilir miyiz?

Yılmaz Değirmen: İskenderun Hızarcılar ve Mobilyacılar odası başkanıyım. 58 yaşındayım, 48 yıldır bu işi yapıyorum. Son 1,5 yılda mobilyacılar odası başkanlığına aday oldum, başkan oldum. 1973 yılında ben o zaman 9 yaşındaydım, babamın yanında, babam böyle ağacı keserdi, tehlikeli olduğu için o kesim işini yapardı, bana da öğrettiği işler vardı. Ben de elde işlerdim torna makinasında. Evvelden sandık ayağı, dolap ayağı, komodin ayağı yapardık o zaman öyle giderdi çuvallarla, o zaman öyle başladı işte yıl 2023, o işi büyüttük hem mobilya hem mobilya boyama işi yapıyoruz. Bunun yanında da yaptığımız bu ağacı işleyip şu duruma getiriyoruz. Tokmak yapıyoruz, merdane yapıyoruz. Arkada gördüğünüz makineyi aldık, onunla şu dünyayı yapıyoruz, topları yapıyoruz.

Esnafhabertv.com: Ağaçla ilgilenmek nasıl bir tutku?

Yılmaz Değirmen: Şimdi ben mobilyacılık ta yapıyorum, mdf kestiğim zaman, ağaç kestiğim zaman içimde acayip bir huzur, acayip bir mutluluk oluyor, anlatamayacağım bir şey var içimde ağacı biçip işlediğim zaman.

Esnafhabertv.com: Bir marangoz ustası ağacı renginden, kokusundan bilir mi?

Yılmaz Değirmen: Bilirim evet, daha önce kereste değil de hızarlardan odun alırdık, babamla beraber giderdik, o ağaca baktığım zaman o hangi ağaç, bundan ne yapılır bilirim yani o çabuk çatlar, diğeri çabuk çürür,
kurtlanır onun gibi artık onu biliyoruz, o tecrübe ile gelen bir şey.

Esnafhabertv.com: Niye gürgen?

Yılmaz Değirmen: Hem sert yani tatlı sertlikte, Türkiye'de mobilyada özellikle gürgen tercih ediyorlar.

Esnafhabertv.com: Bu mesleğin püf noktaları ne, elbette öncelikle seveceksin ama doğayı da seveceksin gibi anlatır mısın?

Yılmaz Değirmen: Mesela baba nasihati, kaçakçıdan odun almıyoruz, adam gelir icabında ama almıyoruz
özendirmemek adına, ufak işler için buradaki hızarlardan alıyoruz, onlar orman dairesinden alıyor.
Ordu'dan, Karadeniz tarafından ağaç geliyor kamyon bazında, oradan alıyoruz keresteyi, Türkiye'de
kereste zaten Karadeniz'de, özellikle kayın. Babam her zaman derdi ki hayat kısa, kimseyi kırdığına değmez, herkesin işini gör. Burayı da tutmamın asıl amacı torna olarak, mobilya olarak benim orada 12 tane işçim var, çalışıyor boyahanem ile birlikte, burada duruyorum babamın mesleğini devam ettirmek adına. Mesela geleni boş
çevirmemek, bir balta sapı getirse, bir ufak bıçak sapı getirse onu yapıyorum yani. Ona zaman ayırıp o
işini görmeye çalışıyoruz.

Esnafhabertv.com: Marangozluk nasıl bir meslek?

Yılmaz Değirmen: Dünyaya bir daha gelsem yine mobilyacı olurum, marangoz olurum, ağaç işinde çalışırım. İşi
seviyorum ve herkesin de sevebileceği bir meslek, bir şeyi imal etmek, onu bir şekle büründürmek,
kullanılabilecek bir hale getirmek, birinin faydasına olacak bir şey yapmak güzel. Ben daha çok konik
ayak yapıyorum ya da mobilya ayağı yapıyoruz bu sıra. Davul tokmağını yapıyoruz ama mesela adam
gelip alacak, davulunu getirip burada çalmazsa vermiyoruz. Tokmağı da gürgenden ya da portakaldan
yapıyoruz. Portakaldan daha iyi oluyor. Her ağacın kullanılacağı bir yeri var. Gürgen mobilyada iyi ama
gevrektir biraz çekiç, balyoz sapında olmaz. Onda dişbudak tercih ediyoruz. Mesela kuska yapıyorlar,
su bardağı, kayısı ağacından olmalı, kayısı ağacı kuruyunca suyu emmez, diğer ağaçların hepsi emer,
bazen çamdan yapıyorlar falan ağaç içine döktüğün suyu emer. Dut ağacından iyi tokmak olur,
teknelerde kullanırlar, suya dayanıklıdır dut ağacı, mobilyada gürgen iyidir. Ekli parçalarda ıhlamur
ağacı iyidir çalışmaz, gürgen ek yapılınca çalışır. Ihlamurun, kızıl ağacın lifleri çok olduğu için ekli
işlerde onlar tercih edilir. Bir gün bir yere mutfak ölçüsü almaya gidiyorum, binayı biliyorum ben orada başka işlerde yaptım, mutfak bir senelik mutfak, yeni gelinin annesi, bende farkında değilim, bunu niye değiştiriyorsunuz, yeni mutfak dedim. Sus dedi bana, korktum, damat duymasın biz istiyoruz, damat istemiyor
değiştirmek. Bu da Ahiliğin verdiği bir şey, dürüst, doğru olmak, boşuna masraf etme, yepyeni bir
mutfak var demeye getirdik. Böyle bir azar işitmiştik müşteriden.

Esnafhabertv.com: Afetlere karşı bilincin oluşturulmasında ve geliştirilmesinde Ahilik geleneği nasıl bir sosyokültürel rol oynamaktadır?

Yılmaz Değirmen: Ahiliğin içinde olan yardımlaşma, güzel ahlak ve doğruluğun etkisini gördük burada, depremde.

Esnafhabertv.com: Ahilik kültürü afet bilinci açısından, afet ve acil durumlarda esnaf ve sanatkarların toplumsal rolü nedir?

Yılmaz Değirmen: Yardımların dağıtılmasında öneli rol oynadı esnaf ve esnaf odaları. Depremin ilk gününden itibaren tüm oda başkanları beraber yardımlara koştuk. Zor durumdaki esnafların yardımına koştuk. Bizden
daha zor durumda olanlar vardı. El ele verip bu durumu atlatacağız inşallah.

Esnafhabertv.com: Esnaf ve sanatkarların toplumsal rolü sizce nasıl olmalıdır? Mevcut esnaf yapabiliyor mu ne
yapmalı?

Yılmaz Değirmen: Esnaf yetki verilirse daha etkin rol oynayabilir.

Esnafhabertv.com: Peki, deprem oldu, afet oldu esnafların bu rolü yoktu. Esnaflar derli toplu olsaydı, örgütlü olsaydı, kriz yönetimi olsaydı daha büyük iş yapabilirdi. Her meslek grubu kendi alanına kriz masası yapabilir.
Afad koordinasyonu içinde değildi, yardımlar hep parça parça geldi. Deprem için bir işyeri sigortamız
olsaydı, hasar tespit raporu diyorsun ya bunda rolümüz olmalı, daha iyi olmalıyız diyorsun.

Yılmaz Değirmen: Afad ile koordine olarak biz bir rol alabilirdik. Esnaf deprem sigortası yapılabilirdi. Mesela evlere yardım yapıldı ama dükkanı yıkılan esnafa daha yardım yapılmadı. Mal beyanı istendi daha onunla
alakalı bir şey yapılmadı, bunları bekliyoruz.

Esnafhabertv.com: Peki, esnaf ve sanatkarların toplumsal rolü bağlamında neler yapılmıştır?

Yılmaz Değirmen: Bizim oda olarak Whatsapp grubumuz var ve burada zor durumda olan arkadaşlara, başka
odalardan, başka şehirlerden, federasyondan gelen yardımları koordineli olarak dağıtmaya çalıştık.
Depremin ilk gününden itibaren Whatsapp grubumuzla ulaşabildiğimiz üyelerimizin zayiat durumları,
ailesinden ölen, evi yıkılan, yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarımıza, üyelerimize ulaştık. Daha iyi
surumda olan iyelerle birlikte onlara yardıma gittik. Kimseden yardım beklemeden kendi araçlarımızla
gelen yardımları dağıttık.

Esnafhabertv.com: Deprem oldu belki sele kapılan da oldu, esnaf sanatkarın finans, üretim, istihdam konularında ne tür sıkıntıları oldu? Ne yapılması lazım?

Yılmaz Değirmen: Bir çok esnaf arkadaşımızın dükkanı yıkıldı, özellikle sanayi bölgesi için söylersek % 30'u yıkık, % 40'ı da ağır hasarlı, bizim biran önce yeni bir sanayi sitesi kurulup oraya taşınmamız gerekiyor.
Çünkü mevcut olan yerde çalışamıyoruz, esnaf çalışamıyor hala bir belirsizlik var. Yani taşınacak mı,
tadilat mı yapılacak onu bilemiyoruz.

Finansman konusunda faizli krediden çok hibe verilmesi gerekiyor bence, sigortaları ertelemek değil de bir yıl elektriğin, sigortanın ödenmemesi esnaf açısından daha olumlu olacaktır kanaatindeyim. Zaten 6. 7. aydayız, çalıştığımız yok yani. Bunun için devlet sigorta primini almaz, biz o sigorta primini çalışana verir, biraz daha yüksek maaş verirsek onları geri getirebiliriz.

Çünkü adam orada bir yer edinmiş, buradan giden işçiyi gerigetirebilmemiz için. Veya devlet tarafından cazip şeyler sunulmalı ki buradan giden esnafların, mesela başka şehirde işyeri açanlar oldu, onların da geri dönebilmesi için, şehrin boşalmaması için bazı imkanlar sunması veya kolaylıklar sağlaması gerekiyor.

Esnafhabertv.com: Kolaylıklardan kastın nedir?

Yılmaz Değirmen: Burada işyeri yok, belirlendi ama mutlaka sanayi sitesinin biran önce faaliyete girmesi gerekiyor. Biran önce bu belirsizliğin bitmesini bekliyoruz. Malzeme fiyatları arttı, 5 liraya aldığımızı 20 liraya
alıyoruz.

Burası benim işyerim, tadilat yapılacak mı yapılmayacak mı, yıkılacak mı bilmem gerekiyor ki
önümü görebileyim. Çırak, kalfa, usta bulamıyoruz. Daha önce bizde çalışan ama şehir dışına çıkanları
buraya getirtmek için devletin bir şeyler yapması lazım.

İskenderun'da, Hatay'da yıkım çok oldu, özellikle özel afet bölgesi ilan edilmesi konusunu bekliyoruz büyük bir sabırla. Su sıkıntısı var memlekette, gıdaya değil de suya ihtiyaç var.

Esnafhabertv.com: Bu sorunların çözümünde nasıl bir yol izlenmiş, yapılmıştır?

Yılmaz Değirmen: Bu yardımları genelde Afad yaptı ama kişisel olarak yardım edenler oldu, Afad daha etkin bir rol oynayabilirdi ya da daha geniş kapsamlı yapabilirdi.

Esnafhabertv.com: Esnaf ve sanatkarların afet sırasında ve sonrasında sizi en çok duygulandıran olaylardan örnekler verebilir misiniz?

Yılmaz Değirmen: Depremin ilk gününden itibaren diğer şehirlerin oda başkanları yardım için adeta yarıştılar,
yapabilecekleri ne varsa yaptılar. Onların gönderdiği yardımları burada esnaflara dağıttık. Her anı duygulandırıyor ki mesela ilk deprem anında bizim etrafımızda fazla yıkıntı yoktu. Sadece dediler ki Eda apartmanı yıkılmış, biz de Eda apartmanının sağlam bir apartman olmadığını biliyorduk. Sabah uyanıp eşimizi dostumuzu arayınca hatta top oynadığım bir arkadaşım vardı ona ulaşamamıştım kardeşine ulaştım. Abim enkazda dedi, hemen koşarak çıktım, Fener caddesine gelinceye kadar anlamadık, bir bakıyorsun orası yıkılmış, çocukluk arkadaşım Ahmet var, 4 tane oğlu öldü. O an kime yardım edeceğini, kime öncelik vereceğini bilemiyorsun. Zor yani Allah bir daha
yaşatmasın böyle bir şey.

Esnafhabertv.com: Genel tablodan da bahseder misiniz?

Yılmaz Değirmen: Her taraf felaket, yıkımlar, hatta ilk günü öğlendi, işyerine bakmaya geldim. O an burada da deprem oldu, şurada bir direk var, onun sallandığını, yatıp kalktığını gördüm. Yani zor bir durumdu, Allah bir
daha yaşatmasın.

Bu röportaj Dünya Esnaf Sanatkarlar Derneği bünyesindeki Ahi Enstitüsü; İçişleri Bakanlığı Sivil toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü “Ahilik Töresi Afet Bilinci Güvenli Millet, Güvenli Devlet” başlıklılar projesi kapsamında 6 Şubat'ta depremi ve daha sonra sel felaketiyle karşı karşıya kalan Hatay, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya illerinde esnaf odaları başkanları esnaf ve sanatkarlar ile çekilen filmlerden derlenerek yayınlanmaktadır.

Bakmadan Geçme